MARKSİZM “DEVRİMCİ” SOFRALARIN MEZESİ DEĞİLDİR
Marksizm ile devrimcilik arasındaki ilişki ve geçişmeler, oldukça ilginç bir çözümleme alanı oluşturur. 1800'lerin ortalarından bu yana, marksizm ile tarihsel döneme ve yerelliğe özgü çeşitlilikler gösteren bir kategori olarak devrimcilik arasındaki ilişkiler oldukça ilginç bir süreç izlemiştir.Bu konuda çok şeyler yazılıp söylenebilir. Benim amacım ise, konunun bugünün Türkiyesi açısından dikkat çeken bir yanına değinip geçmek. Ama bundan da önce, konuya en genel kapsamlı yaklaşımı belirleyen bazı ilkeleri anımsatmak istiyorum. Marksistlerin, kendileriyle aynı tarihsel dönem ve mekan içerisindeki bütün devrimci yönelimlerin ve radikal tepkilerin illa da "marksist çıkışlı" olmasını beklemeleri yalnızca gülünç olur. Başka bir deyişle, marksizm, kendi başına devrimci kitle...