Nadir Koraltan

Nadir Koraltan

GÜMRÜK BİRLİĞİ SINIFA SALDIRIDIR

Türkiye solunun gümrük birliği konusunda bugüne kadar sergilediği performans hiç iç açıcı değil. Bu konuda fikir beyan eden sosyalistlerin büyük çoğunluğunun, gümrük birliği anlaşmasının içeriği hakkında bile doğru dürüst bilgi sahibi olmadığı rahatlıkla söylenebilir. Gümrük birliğini toptan reddetmenin yanlış bir tavır olacağını düşünen, daha "diyalektik" bir tavır geliştirmek gerektiğini savunan sosyalistler, ne uluslararası düzeydeki güncel ekonomik süreçleri, ne de AB-Türkiye ilişkilerini ciddi bir şekilde incelemiş durumda.İşin ilginç yanı, gümrük birliğine hayır diyenleri eleştirenler, Türkiye işçi sınıfının gümrük birliğinden ve AB...

KRİZ SÜRECİNDE BURJUVA SİYASETİ

Gelenek'in bu sayısında, burjuva siyaset sahnesini konu alan çalışmalara ağırlıklı bir yer veriliyor. Bu yazıda, burjuva partileri ile ilgili daha özel çalışmaların alanlarına fazlaca girmeden, kriz koşulları ile birlikte burjuva siyasetinde açığa ya da öne çıkan kimi genel eğilimler üzerinde durulacak. Bundan önceki ve giderek bir diziye dönüşen yazılarımızın aksine, ekonomik gelişmelere çok daha sınırlı bir yer vereceğiz. Bu tercih, ekonomi cephesinde değişen pek az şeyin bulunmasından kaynaklanıyor.Bir yanda tıkanan sermaye birikim modeli, diğer yanda ise yeni bir sermaye birikim...

DİNCİ GERİCİLİĞE KARŞI SOSYALİST POLİTİKA

İslami hareketin son yıllardaki "yükseliş"i, sol içinde, bu hareketin yeterince derinlikli bir çözümlemesinin yapılmadığı, geliştirilen politikaların da sistemli bir bakışın ürünü olamadığı yönündeki eleştiri ve değerlendirmelere yoğunluk kazandırdı. Ancak, saptanan boşluğu doldurmaya soyunanların sayısı oldukça sınırlı kalırken "başkaları"ndaki eksiklerin vurgusu, temel olarak, aynı eksiklere sahip olanların "kendi" politikalarını dile getirmeden önce yaptıkları girizgahlara yerleştirildi.İslami yükselişi "anlamaya" daha ciddi bir şekilde çalışanlar ise bilmek ile politika üretmek arasındaki bağlantıyı kuramadıkları ya da yanlış kurdukları oranda, boşluğu doldurmaktan çok içine yuvarlandılar. En...

EKONOMİDEN SİYASETE KRİZ SÜRECİ

Bundan önceki iki sayıda, Türkiye ekonomisinin 1980 sonrasını ve 1994 yılında girilen krizin çeşitli boyutlarını ele almaya çalıştık. Ancak, ekonomik krizin kendi başına ele alınmasının, Türkiye kapitalizminin içinde bulunduğu krizin boyutlarını kavramak açısından yeterli bir temel oluşturmaktan uzak olduğunu kabul etmek gerekiyor. Nitekim, aynı sayılardaki ilgili diğer yazılar ağırlıklı olarak krizin siyasal boyutları üzerinde yoğunlaştı.Bu durum, kapitalizmin çelişkilerinin zayıf halkalarda siyasal ve ideolojik düzeylerde birikiminden kaynaklanıyor. Altyapıdaki çelişkiler, bu düzeylere bire bir yansımıyor. Türkiye'de de, düzenin siyasal açmazları, ekonomik krizin...

EKONOMİ TIKIRINDA: KRİZ VAR, BUNALIM VAR…

Türkiye ekonomisi, beklenmedik hiç bir boyutu bulunmayan krizine sonunda girdi. Şimdiden "yitirilmiş" olduğu kabul edilen 1994 yılında ekonomiyle ilgili tartışmalar yoğunluğunu kaçınılmaz olarak koruyacak.Kriz tartışmalarının dikkat çeken bir yönünü neredeyse tümüyle finansal kesimdeki hareketler üzerinde durulması oluşturuyor. Artık konuyla uzaktan-yakından ilgili herkesin bildiği gibi, Hazine dış borçlanmaya ağırlık vererek içeriden borçlanmadı; piyasada TL fazlalığı oluşmaya başladı; Moody's kredi notunu düşürdü; memurların maaşlarını alarak döviz büfelerine yüklenmesi ile Hazine'nin borç geri ödemesi yoluyla piyasaya sürdüğü paranın "serseri"leşmesi ve dövize yönelmesi sonucunda...

TÜRKİYE EKONOMİSİ DE SOSYALİSTLERİ GÖREVE ÇAĞIRIYOR

Son dönemde bir kriz saptaması yapıyoruz. Devrimci durumun varlığından değil ama sosyalist hareketin de müdahaleleriyle buna dönüşebilecek bir zeminin varlığından söz ediyoruz. Buradan hareketle de, Türkiye'de sosyalizmin temsili sorununun çözümü yolunda önemli adımlar atmış olan partimizin önündeki yeni temel misyonu, siyasal hareket haline gelme hedefini ete kemiğe büründürmek olarak tarif ediyoruz.Yola çıkarken yaptığımız temel saptamalardan biri Türkiye sosyalist hareketinin muhtelif iç gündemler yaratarak ve bunları "tüketerek" yol açmasının sosyalizmi güncelleştirmesinin olanaksızlığıydı. Bugün ise, siyasal ve ekonomik boyutları giderek belirginleşen ve...

TIKANAN BURJUVA SİYASETİ VE SOSYALİST POLİTİKA

Türkiye'de burjuva siyasetinden memnun kimse bulunmuyor. Siyasette bir nitelik kaybının bulunduğu, siyasetçilerin ve meclis başta olmak üzere siyasal kurumların ciddi bir saygınlık kaybına uğramış olması birinci ve daha genel bir eleştiri noktası. İkinci bir eleştiri konusunu ise, koalisyon hükümetinin özellikle ekonomideki politikasızlığı, daha doğru bir ifadeyle programsızlığı oluşturuyor. Sözkonusu iki temel eleştirinin sahipleri arasında bizzat burjuvazinin kendisi ağırlıklı bir yere sahip.Her iki eleştirinin de son derece somut olgulara işaret ettiği açık. Bu olguların ve daha genel olarak burjuva siyasetindeki tıkanma...

KÜRT SORUNU VE SORUMLU YAKLAŞIM

Kutlamalarına devletin de terörü ile katıldığı Nevruz ile birlikte Kürdistan'da sürmekte olan mücadele, yeni boyutlar kazandı. İnandırıcı olabilmekten son derece uzak, beceriksizce örgütlenmiş bir demagoji kampanyasının ardından, "Bahar Operasyonu" fiilen başlatıldı.Sorunun bir "operasyon" sorunu olmadığı, diğer yandan girişilen askeri harekatların da askeri açıdan bakıldığında ancak sınırlı bir anlam taşıdığı açık. Aslında haftalardır pompalanan ayaklanma, sürgün, katliam vb. senaryolarının da gösterdiği gibi, devlet gelinen noktada tam boy bir hesaplaşmayı ister, istemenin ötesinde zorlar durumda. Ancak ulusal hareketin en azından şimdilik istenen...

Hoşgeldiniz!

Aşağıdaki hesabınıza giriş yapın

Kayıt Ol!

Kayıt olmak için aşağıdaki bilgileri eksiksiz doldurun.

*Kullanıcı Sözleşmesi'ni ve Gizlilik Politikası'nı okuduğumu, anladığımı ve kabul ettiğimi beyan ederim. Kullanıcı Sözleşmesi ve Gizlilik Politikası.

Şifrenizi geri alın

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi veya okuyucu adınızı giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Oluştur