Gelenek Sayı 41

SOSYALİST TÜRKİYE PARTİSİ GENEL MERKEZİ

BASIN AÇIKLAMASISosyalist Türkiye Partisi (STP) kurucular tarafından İçişleri Bakanlığı'na yapılan başvuru ile 6 Kasım 1992 günü resmen kurulmuştur.STP dünya sosyalizminin bugün geldiği uğrakta Türkiye'de kendini giderek daha fazla duyuran örgütlü sosyalist hareket boşluğunu doldurmak marksizm ve leninizmin teorik ve pratik birikimini Türkiye koşullarına aktararak zenginleştirmek ve sosyalist iktidarı Türkiye'nin gündemine sokmak amacıyla yola çıkmıştır.STP önemli ve zorlu görevlerle karşı karşıya olduğunun bilincindedir. Ülkemizde yıllardır yaşanmakta olan depolitizasyon süreci sosyalist ülkelerde yaşanan olaylarla birlikte, sosyalist hareketin sürdürücüsü olan kadroları ve örgütlenmeleri dağıtmış, dağılmadıkları savında olanları tartışma salonlarına hapsetmiş, sosyalizme yönelen gençleri araçsız kılmıştır.Oysa Türkiye kapitalizminin çözümsüzlükleri ve açmazları sosyalizmin gerçek bir...

OKURLARLA

Bu yılın son Gelenek'ini doyurucu olduğunu düşündüğümüz bir içerikle hazırlamaya çalıştık. 1992 yılı Gelenek katkıcıları için oldukça yoğun bir gündemle geçti. Bu yoğun gündem Gelenek Kitap Dizisi için kimi aksamalara da neden oldu. Ancak, bu yıl elde edilen siyasal mevzilerin 93 yılında kendisini göstereceği alanlardan bir tanesi mutlaka teorik üretkenlik olacaktır. Bu nedenle okuyucularımıza bundan böyle daha düzenli ve yaratıcı bir içerik vaadetmekten hiç çekinmiyoruz.Son sayımızdan bu yana Türkiye sosyalist hareketi açısından en önemli gelişme, Sosyalist Türkiye Partisi'nin kuruluşu oldu. Kitap dizimize sürekli katkı koyan arkadaşlarımızdan Metin Çulhaoğlu, Cemal Hekimoğlu (Kemal Okuyan), Aydın Giritli (Aydemir Güler) ve Harun Koçak (Süleyman...

STP GENEL BŞK. ALİ ÖNDER ÖNDEŞ’İN KURUCULAR KURULUNDAKİ KONUŞMASI

STP Genel Başkanı Ali Önder Öndeş’in 6 Kasım 1992 tarihinde STP Kurucular Kurulu'nda yaptığı konuşma: Değerli Kurucular Kurulu Üyeleri,Değerli arkadaşlarım,Sosyalist Türkiye Partisi bugünden itibaren resmen de kurulmuş bulunuyor. Bugünkü işlemlerden sonra partimiz hukuki meşruiyet kazanmıştır. Bu önemlidir. Ancak bundan çok daha önemli olan, asli olan Sosyalist Türkiye Partisi'nin kitleler nezdinde meşruiyetini daha yaygın ve kalıcı hale getirmesidir. Ve şimdi önümüzde bu fiili durumu bu meşruiyeti yaratma hedefi vardır. İşimiz zor ancak bu zoru başaracak gücümüz ve kararlılığımız konusunda hiç mi hiç kuşkumuz yok. Bir kez daha yolumuz açık olsun! Aslında yolumuz açık. Çünkü tarihin tekerleği bizden tarafa dönüyor. Çünkü inançla,...

SOSYALİST TÜRKİYE PARTİSİ KURULURKEN…

Bu kitabın 41. kez okuyucusunun eline ulaştığı ve 7. yayın yılına girdiği günler başka bir gelişmeye daha tanıklık ediyor. Gelenek'in ilk sayılarından itibaren tartışmasına katıldığı ve geliştirilmesine katkıda bulunduğu "legal sol parti" projesi, Sosyalist Türkiye Partisi olarak projelikten çıkıyor. Bu yazı, Gelenek'in bugüne dek izlediği yayın politikası ve tarzına uygun bir Kuruluş Kutlaması sayılabilir. Altı yıl sonunda Gelenek okuru bu tarzı tanır durumdadır. Dolayısıyla partinin kuruluşunun heyecanına eleştirel ve sorumlu olmaya çalışan değerlendirmelerin eşlik etmesi, heyecanın bunların yanısıra tüm sarsıcılığıyla varlığını sürdürmesi şaşırtıcı olmayacaktır. Duygusallıkla dopdolu ve yalnızca "sarsan" bir heyecana da kupkuru nesnelci değerlendirmelere de Gelenek'i kapatmaya çalıştık. Bundan...

RP’NİN ”ÖNLENEMEYEN YÜKSELİŞİ” VE SOSYALİST HAREKET

1 Kasım seçimleri tek bir partiyi sevindirdi: RP. Refah Partisi'nin sürekli bir yükseliş gösteren oy grafiği uzunca bir süredir "korkuyla" izleniyor, ancak her seçim sonrasında kimi "açıklama"lar bulunarak, dost ve düşman Türkiye'nin bir Cezayir olamayacağına inandırılmaya çalışılıyordu. Son seçimler de kuşkusuz bir şekilde açıklanacak. Ancak RP'nin başarılarının küçümsenmesi artık kolay değil.Diğer yandan, RP'nin "patlama"sının yeni bir siyasal söylemin şekillenmesine yol açacağını kestirmek de zor değil: İslami radikalizm tehdidi önümüzdeki dönemde solun önüne konacak. Düzene muhalefetin çok daha ciddi bir tehdidin varlığında, ertelenmesi gerektiği söyleminin giderek yaygınlaşacağı rahatlıkla öngörülebilir. Önümüzdeki dönemde, aslında solcu/devrimci olup da günün gereklerinin sorumluluğuyla koalisyonun bekasına çalışacak,...

BOLŞEVİZMDE SOSYALİST İDEOLOJİ, SOSYALİST İDEOLOJİDE BOLŞEVİZM

Daha önce sosyalist ideoloji üzerine Gelenek'te yer alan yazılarımda bir çok defa Rus ve Sovyet deneyimine gönderme yapmıştım. Bunun iki temel nedeni olduğunu söylemek mümkün. Rus devrimci hareketinin uluslararası ölçekte marksist teori üzerindeki siyasal otoritesinin tartışılır bir yanı bulunmuyor. Marksist teorinin bütün kulvarlarında bu hareketin öznesi olduğu deneyimin sağlıklı ya da sağlıksız etkisini görebiliyoruz. İkinci olarak, Sovyet sosyalizminin karşı-devrimci bir "son"a ulaşmasına zemin oluşturan deformasyonun en fazla "ideolojik" olduğunu düşünenlerdenim. Bu düşünceye karşı "başarısızlığı basitleştirmek" iddiasını ileri sürenlerin ideolojik mücadeleyi küçümsemelerini ve çözülüşü sihirli tek bir formülle (bu sihirli formül çoğu kez Leninist öncülük anlayışının iflasıdır) açıklamaya kalkmalarını tamamen siyasal...

ÖNCE İDEOLOJİ VARDI…

Marksizm ile ideoloji arasındaki ilişki başta Lenin'in katkıları ile günümüzde Marx'ın bıraktığından farklı bir noktadadır. Bu çalışma, ideolojinin ele alınışında süreç içinde yaşanan gelişmeye açıklık getirmeyi hedefliyor.Hareket halindeki iki olguyu (marksizmin gelişimi ve ideolojiye bakış) ele alırken ilk önce birisine ait bir çerçeveye sahip olmanın incelemeyi kolaylaştıracağını düşünüyorum. Bu ilk bölümde ideolojinin ne olduğuna açıklık getirmeye çalışacağım.Tarih, İşbölümü, İdeolojinin Ortaya Çıkışı: İnsanlığın ilk tarihsel olgusu gereksinmelerini karşılayan araçların üretimi, maddi yaşamın kendisinin üretimidir. Marks, Karl, Fredrich, Engels; Alman İdeolojisi, s.53, Sol Yayınları. Bu varolmanın bir zorunluluğudur. Fakat yeterli değildir. Yaşamın devamını sağlamak için; çoğalmak, başkasının yaşamını da üretmek, en genel...

ESNEK ZİNCİRİN ZAYIF HALKASI

Çağımız emperyalizm ve sosyalizme geçiş çağıdır. Kapitalist dünya sisteminin tarihi ortaya çıkışından beri işçi sınıfının damgasını taşıyan mücadelelerin de tarihi olmuştur. Zaferler kadar yenilgilerin de sınıf mücadelesinin parçaları olduğu düşünüldüğünde bugün ve yarın da "sosyalizme geçiş" çağının dinamiği olacaktır.Kapitalist dünya sistemi her zaman bir zincire benzetildi. Sosyalistler bu zinciri değişik dönemlerde değişik yerelliklerdeki zayıf halkalarından, bazen bir tek ülkede, bazen de gruplar halinde kırdılar. Bu zaferler bütün dünya emekçilerinin gururu ve umudu oldu. Hâlâ da bir kısmı bu durumlarını sürdürüyor. Ancak gelinen noktada şu söylenmelidir. Emperyalist zincir esnek bir yapı oluşturuyor. Bu iki anlamda böyledir. Birincisi eskiden beri sosyalistlerin bildikleri...

Hoşgeldiniz!

Aşağıdaki hesabınıza giriş yapın

Kayıt Ol!

Kayıt olmak için aşağıdaki bilgileri eksiksiz doldurun.

*Kullanıcı Sözleşmesi'ni ve Gizlilik Politikası'nı okuduğumu, anladığımı ve kabul ettiğimi beyan ederim. Kullanıcı Sözleşmesi ve Gizlilik Politikası.

Şifrenizi geri alın

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi veya okuyucu adınızı giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Oluştur