Dünya Armağan

Dünya Armağan

11 EYLÜL’DEN SOSYALİST DEVRİME

Sosyalist devrimcilik, bugünün dünyasında, yalnızca farklı devrim stratejileri arasında en “ileri” olanı savunmak anlamına gelmiyor. Sosyalist devrim perspektifi, güncel gelişmeleri doğru yorumlamak ve doğru tavır alabilmek için de vazgeçilmez hale geldi. Bunu görmek için, 11 Eylül sonrasında yazılıp çizilenlere bakmak bile yeterli olabiliyor. Dünya ölçeğindeki tüm diğer “sarsıcı” olaylar gibi 11 Eylül de, farklı siyasal ve ideolojik yönelimlerin  kristalize olmasını sağladı. Gerek “sıcağı sıcağına” yapılan yorumlar, gerekse 11 Eylül sonrasındaki gelişmelere gösterilen tepkiler, sosyalist devrimci olmayan bakış açılarının körleştirici etkilerini...

LENİNİZM: BİR ‘ÇOCUKLUK AŞKI’ MI?

Bir sol örgüt, hareket ya da partinin büyüklüğü ve toplumsal ölçekteki etkinliğiyle, onun leninistlik düzeyi arasında ters orantılı bir ilişkinin bulunması kaçınılmaz mı?Gerek uluslararası komünist hareketin, gerekse Türkiye solunun tarihinde, yola leninizme yaslanmaya çalışarak çıkmakla birlikte, bir miktar mesafe aldıktan sonra, leninizm tartışmalarını yolun henüz başında olanlara bırakmış olan pek çok örgüt var. Bunun leninizmi açıkça reddetme biçimini alması gerekmiyor. Ama örneğin, Ekim Devrimi'nden sonra ve Avrupa'daki devrim dalgasının geriye çekildiği bir dönemde kaleme alınan "Sol" Komünizm'in aslında çok önemli...

İP’İN PEŞİNE TAKILANLAR İÇİN

“Bu savaşın tarafları başını dünyanın tek egemeni olmak isteyen ABD’nin çektiği Atlantik emperyalizmi ile içinde Çin Rusya ve öncü güç olarak Türkiye’nin bulunduğu Avrasya bloğudur.”1Bu satırları okuduktan sonra devam etmeye gerek var mıÇin ile Rusya’nın ABD’ye karşı bir blok oluşturup oluşturmadıkları bir yana Türkiye’nin bu blokta “öncü güç” olarak yer aldığı iddiasını ciddiye almak için herhangi bir neden bulunuyor muBu türden iddiaları ve sahiplerini ciddiye almak gerekmese de bunları ciddiye alanların en azından bazılarını ciddiye almak gerektiğini düşünüyorum. Çünkü ciddiye...

RESTORASYON KEMALİZMİ: BİTERKEN BİTİRİYOR

“Mesela 2000’inci yılda; Türk Milli Kurtuluş Hareketinin fikir yapısını ve mahiyetini değerlendirmek isteyecek araştırıcılar, herhalde, derin görüş ayrılıkları içinde kalacaklardır. O kadar ki bu araştırıcılar, Türkiye bir inkılap hareketi yaşadı mı, yoksa olup bitenler, gelip geçenler, mücahit bir önderin müdahaleleri ile, onun mizacına ve günün icaplarına göre gelişen olağan işler midir diye, kararsızlık içinde bocalayabilecektir...” AYDEMİR Şevket Süreyya, İnkılap ve Kadro, Bilgi yay., İkinci Basım, Ocak 1968, s.11. 2000’li yılların Türkiyesi’nde, “Türk Milli Kurtuluş Hareketinin fikir yapısı” ya...

BU KRİZ NEDEN FARKLI?

Türkiye kapitalizmi bugüne kadar pek çok kriz yaşadı. ‘50’li yıllardan itibaren yaklaşık on yılda bir karşılaşılan iktisadi krizler, ‘90’lı yıllarla birlikte daha bir sıklaştı. Enflasyonun bir türlü düşmemesi gibi biri unutulmadan diğeri patlak veren krizler de Türkiye’nin “doğal gerçekleri” arasına girdi. Neredeyse, Türkiye’nin krizlere alışmış ya da “bağışıklık kazanmış” olduğundan söz etmek gerekecek.Ama yalnızca “neredeyse”. Belki de, Nasrettin Hoca’nın yemeden yaşamayı öğrenmek üzereyken ölen eşeği gibi...Bir tablo ve Türkiye ekonomisi (ya da bir tabloda Türkiye ekonomisi)Aşağıda, Türkiye’nin dış borçlarının son...

EKONOMİK KRİZİN ARKAPLANI ÜZERİNE

Bu yazı, başlığının da söylediği gibi, daha çok bir giriş yazısı. Türkiye ekonomisinin güncel krizinin farklı boyutları, Gelenek'in önümüzdeki sayılarında ayrıntılı olarak tartışılacak. Bunun bir "gecikme" anlamına geleceği düşünülebilir. Ama birincisi, eğer Türkiye ekonomisine borsacılar gibi at gözlükleriyle bakmayacaksak, krizi tarihsel bağlamına yerleştirmemiz gerekiyor. İkincisi, Türkiye kapitalizminin bugünkü krizi, anlık bir kesintiden ibaret değil. Krizin yalnızca sonuçlarının belirginleşmesi değil, bizzat kendisi de uzun bir vadeye yayılacak.Uzatmamak için, biraz da keyfi olarak, 70lerin sonundaki "70 sente muhtaç" Türkiyeden başlayabiliriz...Sorun yüzeysel olarak...

YAZILDIĞI DÖNEMDE OLDUĞUNDAN DAHA GÜNCEL BİR ÇALIŞMA: LENİN’İN “EMPERYALİZM”İ

“Kapitalizmin En Yüksek Aşaması” altbaşlıklı “Emperyalizm”in bir broşür çalışması olduğu ihmal edildiğinde, iki farklı yanlışa düşülebiliyor.Birincisi, emperyalizmi yalnızca Lenin’in ‘Emperyalizm’inde yer alan formülasyonlarla kavramaya ve açıklamaya çalışanların başarısızlığa uğraması kaçınılmaz. Örneğin, Emperyalizm’den hareketle “mali sermaye” ya da aynı anlama gelmek üzere “finans kapital”i emperyalizme ilişkin her tür tartışmanın merkezine yerleştirmeye çalışanların, ya da yine Emperyalizm’e dayanarak kapitalizmin 20. yüzyılın başından beri bir “genel bunalım”ın içinde olduğunu iddia edenlerin, İkinci Dünya Savaşı ile ‘70’li yıllar arasında yaşananları anlaması olanaksız.Lenin’in ‘Emperyalizm’inin aslında...

SON DEVRİM ÇAĞI

 "Gelişmelerinin belli bir aşamasında, toplumun maddi üretici güçleri, o zamana kadar içinde hareket ettikleri mevcut üretim ilişkilerine ya da bunların hukuki ifadesinden başka bir şey olmayan mülkiyet ilişkilerine ters düşerler. Üretici güçlerin gelişmesinin biçimleri olan bu ilişkiler, onların engelleri haline gelirler. O zaman bir toplumsal devrim çağı başlar." MARX Karl, "Ekonomi Politiğin Eleştirisine Katkı", çev: Sevim Belli, Sol Yayınları, Üçüncü Baskı, Ankara, Eylül 1976; s. 25 "Ekonomi Politiğin Eleştirisine Katkı"nın önsözündeki bu ünlü satırların ardından Marx şu şekilde devam eder:"İktisadi temeldeki...

Hoşgeldiniz!

Aşağıdaki hesabınıza giriş yapın

Kayıt Ol!

Kayıt olmak için aşağıdaki bilgileri eksiksiz doldurun.

*Kullanıcı Sözleşmesi'ni ve Gizlilik Politikası'nı okuduğumu, anladığımı ve kabul ettiğimi beyan ederim. Kullanıcı Sözleşmesi ve Gizlilik Politikası.

Şifrenizi geri alın

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi veya okuyucu adınızı giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Oluştur