Gelenek Sayı 50

YIKIMIN ARDINDAN: ARSIZ İŞBİTİRİCİLİK

Tünelin ucundaki ışık... Sovyet deneyimini, insanlığın sosyalizme doğru uzanan serüvenindeki öncü kolu bu şekilde nitelemek pek yanlış olmaz. Bu deneyim ,bugün tüm parıltısıyla hem önümüzde hem de ardımızda. Bir yönüyle işçi sınıfının bundan sonraki mücadelelerinde yol gösterecek bir sınanmışlık başarı örneği var. Bu başarının sosyalist hareketin şu ana kadarki bu en önemli kazanımının henüz aşılmadığını da hatırlatmak gerekli: Dünya çapındaki bir projenin belli bir yerellikte yaşama geçirilmesi ve yıkımından sonra... Biraz burukluk hüzün biraz öfke şaşkınlık; ama yine de eskisinden daha güvenli.Aynı nehirde iki kez yıkanılmaz belgisi iyi bilinir tarihin tekerrür etmediği de... Peki tarihi öğrenmenin, tarihsel olguları yorumlamanın kendisi...

MÜHENDİSLER MÜCADELENİN NERESİNDE

70'li yıllarda burjuvazinin korkulu rüyaları arasında dönemin "okumuş kesimleri" içinde yer alan, dolayısıyla "sol" olan, üstelik işçilerle dirsek teması içinde bulunan, mühendislerin özel bir yeri vardı. Mühendisler bugün de burjuvaziyi korkutan özelliklerini ve sosyalist hareketin kadro adayları arasında yer alma konumlarını nesnel olarak koruyorlar. Şu aşamada bir "dinamik" olarak mücadelenin dışında kalmayı sürdürseler de bu nesnel konumlan nedeniyle sınıf hareketi açısından önemli bir yerde duruyorlar.Bu yazıda söz konusu önemin hakkının verilebilmesi için siyasal anlamda yapılması gerekenleri, gerek mühendisler gerekse de sol hareket açısından ele almaya çalışacağım.MÜHENDİSİN KİMLİĞİ Kapitalizmin kendisinden önceki sınıflı toplumlardan devralarak derinleştirdiği kol-kafa emeği ayrımı, mühendislerin aslen bir...

HEKİMLERİN KURTULUŞU TEK BAŞINA OLMAYACAK

Bu ülkede hekim hareketinin bir tarihi vardır. Hem de sol adına yazılacak bir tarihtir bu. Ancak herhangi bir toplumsal hareket Marksistler tarafından tartışılacaksa bu tartışma geleceğe dönük dinamiklerden bağımsız ele alınamaz. İşte sıkıntı da buradadır. Geçmişinde bir hareket yaratabilmiş ancak bugünden bakıldığında hiç de öyle olmayan hekim kitlesinin gelecekte yaratacağı muhtemel dinamiği veri alarak konuşmak sanıldığı kadar kolay bir iş değildir olmamalıdır.Hekim hareketi denen şey Türkiye'de 1960-80 arasında solun yükselişiyle ortaya çıkmış, 1980'li yıllardan bu yana da derin bir sessizliğe gömülmüştür. Bu dönemde bir kez 1989'da hekim "hareketliliği" ne tanık olunmuştur Bu dinamik Türk Tabipleri Birliği (TTB) yayın organı olan...

SOSYALİST SİYASET VE SOSYALİST AHLAK

31 Temmuz 1994'te Kadıköy'de yapılan "Bu Memleket Bizim-İşçi ve Emekçilerden Uyarı" isimli miting ve mitingin öncesinde çıkartılan aynı isimli bildiriden dolayı SİP ve TSİP'e 1.6.1995'te dava açıldı.Davanın gerekçesi Siyasi Partiler Kanunu'nun 92. ve 117. maddelerine muhalefet etmek olarak gösterildi. Yani gerekçe bu iki siyasi partinin sendika ve derneklerle ortak hareket edip, siyasi ilişki içine girip, birbirlerine destek vermiş ve mitingi beraber düzenlemiş olmalarıydı.Ben bu kısa yazıda ne dava konusu mitingi ve bildiriyi, ne de siyasi partilerin sendika ve derneklerle ortak iş yapıp yapamayacaklarını tartışacağım. Bu yazıda sözünü ettiğim davada verilen kimi ifadelerin ibret verici yanlarının, sosyalist mücadele mirasının ve siyasi...

KRİZİN YAKICI GÜNDEMİ: SOLDA İDEOLOJİK-KÜLTÜREL SİLKİNİŞ

Sosyalist hareketin dünya üzerindeki gelişimine ışık tutan kimi "dışsal" kaynaklar olduğunu söylersek herhalde kimileri bunu belli edilmeyen bir tepki ile karşılarlar."Kısaca Mele"lerin kafasında yer etmiş olan tasavvur marksizm leninizmin "haso" marksist leninistlerce (Marx, Engels, Lenin, Stalin, Mao, Çayan, Kaypakkaya, Pol-pot, Kıvılcımlı vb.) geliştirilmiş bir düşünce sistemi olduğu ve sosyalizmin tarihsel temellerinde yalnızca iki sınıf (ve tabi bir sınıf) olabileceği yönündedir. Engels'in bilimsel sosyalizmin tarihsel köklerine ilişkin söyledikleri, Balzac ya da Rus edebiyatı ya da burjuva aydınları gibi konulara ilişkin kitaplarda yer alan değerlendirmeler marksizmi önceleyen kimi sosyalist hareketlerin marksistlerin "idealleri" ile ilişkileri ise bu tasavvurla bağlantılandırılacak "bilgi"ler olarak görülmemektedir.Bilimsel sosyalizmin...

SİYASET VE SANAT

Siyaset sanatı ya da sanat siyaseti tamlamalarından birincisi genellikle kulağa daha hoş gelir. Gerçi kastedilen daha çok, siyasetin belli bir beceri ve yaratıcılık isteyen bir iş olduğudur. Doğrudur da...Ayrıca, sanatın siyasete bulaşmasında genellikle bir sakınca görülmez, hatta politika gibi kaba-saba bir işi "insanileştireceği" düşünülür. Bunda doğruluk payı da yok değildir hani... Ama yine de insan, bayağı ama basbayağı da sanatçı olan Ronald Reagan'ın ABD Başkanlığı'nı düşünmeden edemiyor.Siyaset, bir sanatsa bile, politika sanatıdır, ve bu güzel sanatlar anlamındaki sanattan apayrı bir şeydir. Siyasette de, sanatta olduğu gibi yaratıcı olunabilir, ama kötü de olunabilir.Böylece, siyasetin sanattan bağımsızlığını ilan edip sanatın tasallutundan kurtardıktan...

SOSYALİST HAREKET VE AYDINLAR II

Gelenek'in geçen sayısında yayınlanan ilk bölümde, Ekim Devrimi'ne kadar olan dönem işlenmişti. Bu ikinci bölümde, genel hatlarıyla, Ekim Devrimi sonrasında Türkiye'nin geçtiği aşamaları, sosyalist hareket ile aydınların ilişkisini gözler önüne sermeye çalışacağım. Konuya özel önem atfettiğim iki siyasal güç ve örgütlülükle başlıyorum.KEMALİSTLER ve TKP İlk komünist hareketler; işgal döneminde İstanbul'da, sonrasında Anadolu'nun pek çok yerinde filizlenmiş ve hızla genişlemiştir. İçerisinde reformist burjuva öğeler barındırmasına rağmen, bilimsel sosyalizmi ilke olarak benimseyen Türkiye İşçi ve Çiftçi Sosyalist Fırkası, 1919 yılında kurulmuş diğer komünist gruplarla birlikte "grevler dalgası" altında çalkalanan işgal İstanbul'unda, örgütsel ve siyasal bir zemin bulmuştur.1918 yılında komünistlerin önderliğinde büyük bir...

BİR AYDININ SİYASAL ANATOMİSİ: MAKSİM GORKİY

"SSCB'nin toplumsal temeli; işçilerin, köylülerin ve aydın kesiminin, kopmaz ittifakıdır". (SSCB Anayasası 19.madde)Rus edebiyatının önemli temsilcilerinden biri olan ve kitapları birçok dilde, tekrar tekrar basılan Maksim Gorkiy'in hayatının sosyalist devrim süreci boyunca, sanatçı ve siyaset arasındaki gerilimi yansıttığı söylenebilir.Ekim devrimi öncesinde ve sonrasında, bolşeviklerle birlikte, yoksul Rus halkının "eşitliği ve özgürlüğü" uğruna savaşan, fakat hiçbir zaman bolşevik olmayan Gorkiy'nin Rus Sosyal Demokratlarla olan fikir ayrılıklarını, devrime yönelik kuşkularını daha iyi anlamak için, genel çizgileriyle "aydın kimliği" üzerinde biraz durmak gerekiyor.Dar anlamıyla günümüzde kullanılan aydın kavramı, burjuva devrimlerinin bir ürünü olmuştur. Fransız devriminin ideolojik ve siyasal yapılanmasının, temellerini atan ve devrimi...

TÜRKİYE’DE DEVRİMCİ SİNEMA TARTIŞMALARI 1960’LI YILLAR

Davamızı halletmez ölüm yaşamı paylaşalımNazım HikmetBu yazıda yeniden Türk sinemasının belli bir kesitinin tartışmalı ve önemli olduğunu düşündüğümüz bir olgusuna değineceğiz: Devrimci sinema tartışmaları. Kuşkusuz günümüzde böyle bir seçim kendi içinde siyasal ve ideolojik yönleri de taşıyor.İdeolojik olmasının gerekçesi kültürsüzleştirme ve depolitizasyon sürecine bir tepkiyi ve sinemaya bu anlamda politik bakmayı içeriyor. Siyasal yönü ise Türk toprağında, teorik ve pratik belli deneyimleri taşıyan bu olgunun gelecekte siyasal mücadeleyi zenginleştireceği düşüncesidir. Bu yüzden ve yeniden: Türk aydını geleceğini arıyorsa önce geçmişini kendi elleriyle kurmak zorundadır Metin Çulhaoğlu, Aydın Hep Günah Keçisi mi Olacak?, Gelenek 1 Kasım 1986 .Türkiye'de devrimci sinema tartışmaları...

OKURLARLA

 Gelenek bu sayıyla birlikte 50. sayıya ulaşmış oldu. Türkiye'nin en eski marksist teorik yayını olma onurunu taşıyan Gelenek, bütüncül bir mücadelenin giderek daha fazla zenginleşen araçları içerisinde hiçbir zaman önemini kaybetmedi. Kendi misyonunu bu araçlar zenginliği içerisinde her durumda yeniden ayarlayan Gelenek'te bugüne kadar oldukça anlamlı bir birikim oluştuğu kanısındayız.Bu birikimi muhakkak daha zengin hale getireceğiz.Bundan 15 ay önce çıkarmayı düşündüğümüz 50. sayı bir tanesi sevindirici, diğeri ise anlamsız ve sinir bozucu iki nedenle gecikti. Daha önce aylık yayınlanan Sosyalist İktidar gazetesi iki aydır haftalık olarak yayınlanıyor. Bütün engellemelere rağmen emekçi mahallelerinde, fabrikalarda, alanlarda oldukça yaygın bir biçimde okunan Sosyalist...

Sayıdaki Konular

Hoşgeldiniz!

Aşağıdaki hesabınıza giriş yapın

Kayıt Ol!

Kayıt olmak için aşağıdaki bilgileri eksiksiz doldurun.

*Kullanıcı Sözleşmesi'ni ve Gizlilik Politikası'nı okuduğumu, anladığımı ve kabul ettiğimi beyan ederim. Kullanıcı Sözleşmesi ve Gizlilik Politikası.

Şifrenizi geri alın

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi veya okuyucu adınızı giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Oluştur