Gelenek Sayı 50

SOSYALİST SİYASET VE SOSYALİST AHLAK

31 Temmuz 1994'te Kadıköy'de yapılan "Bu Memleket Bizim-İşçi ve Emekçilerden Uyarı" isimli miting ve mitingin öncesinde çıkartılan aynı isimli bildiriden dolayı SİP ve TSİP'e 1.6.1995'te dava açıldı.Davanın gerekçesi Siyasi Partiler Kanunu'nun 92. ve 117. maddelerine muhalefet etmek olarak gösterildi. Yani gerekçe bu iki siyasi partinin sendika ve derneklerle ortak hareket edip, siyasi ilişki içine girip, birbirlerine destek vermiş ve mitingi beraber düzenlemiş olmalarıydı.Ben bu kısa yazıda ne dava konusu mitingi ve bildiriyi, ne de siyasi partilerin sendika ve derneklerle ortak iş yapıp yapamayacaklarını tartışacağım. Bu yazıda sözünü ettiğim davada verilen kimi ifadelerin ibret verici yanlarının, sosyalist mücadele mirasının ve siyasi...

OKURLARLA

 Gelenek bu sayıyla birlikte 50. sayıya ulaşmış oldu. Türkiye'nin en eski marksist teorik yayını olma onurunu taşıyan Gelenek, bütüncül bir mücadelenin giderek daha fazla zenginleşen araçları içerisinde hiçbir zaman önemini kaybetmedi. Kendi misyonunu bu araçlar zenginliği içerisinde her durumda yeniden ayarlayan Gelenek'te bugüne kadar oldukça anlamlı bir birikim oluştuğu kanısındayız.Bu birikimi muhakkak daha zengin hale getireceğiz.Bundan 15 ay önce çıkarmayı düşündüğümüz 50. sayı bir tanesi sevindirici, diğeri ise anlamsız ve sinir bozucu iki nedenle gecikti. Daha önce aylık yayınlanan Sosyalist İktidar gazetesi iki aydır haftalık olarak yayınlanıyor. Bütün engellemelere rağmen emekçi mahallelerinde, fabrikalarda, alanlarda oldukça yaygın bir biçimde okunan Sosyalist...

KRİZİN YAKICI GÜNDEMİ: SOLDA İDEOLOJİK-KÜLTÜREL SİLKİNİŞ

Sosyalist hareketin dünya üzerindeki gelişimine ışık tutan kimi "dışsal" kaynaklar olduğunu söylersek herhalde kimileri bunu belli edilmeyen bir tepki ile karşılarlar."Kısaca Mele"lerin kafasında yer etmiş olan tasavvur marksizm leninizmin "haso" marksist leninistlerce (Marx, Engels, Lenin, Stalin, Mao, Çayan, Kaypakkaya, Pol-pot, Kıvılcımlı vb.) geliştirilmiş bir düşünce sistemi olduğu ve sosyalizmin tarihsel temellerinde yalnızca iki sınıf (ve tabi bir sınıf) olabileceği yönündedir. Engels'in bilimsel sosyalizmin tarihsel köklerine ilişkin söyledikleri, Balzac ya da Rus edebiyatı ya da burjuva aydınları gibi konulara ilişkin kitaplarda yer alan değerlendirmeler marksizmi önceleyen kimi sosyalist hareketlerin marksistlerin "idealleri" ile ilişkileri ise bu tasavvurla bağlantılandırılacak "bilgi"ler olarak görülmemektedir.Bilimsel sosyalizmin...

KÖYLÜLÜĞÜ ÖNEMSEMEK Mİ, KÖYLÜ KURNAZLIĞI MI?

Perinçek Aydınlık dergisinde Sosyalist İktidar Partisinin Çark Çekicini beğenmemiş ve bir yazı yazmış.Bu yazı SİP'i eleştiriyor.Bu yazının 16 dipnotu var: SBKP Tarihi (2) Lenin (8) Marx (1) Engels (1) Stalin (4)... Bu yazı güya SİP'i eleştiriyor; eleştiri nesnesinden tek bir kaynak göstermeksizin...Perinçek klasiklere atıfta bununla yetinmiyor; derginin üç sayfaya yakın bölümünü dolduran SİP eleştirisinde iki de kutu açılmış ve bunlardan biri Marx Engels Lenin Stalin ve Mao'nun işçi-köylü ittifakıyla ilgili 10 adet alıntı içeriyor. Yazıdan şunlar anlaşılıyor:İşçi-köylü ittifakı marksizmin abc'sidir vazgeçilmez ilkesidir.İşçi-köylü ittifakı hakkında tereddüt taşımak ikinci enternasyonalciliktir revizyonizmdir oportünizmdir ve troçkizmdir.Köylülüğün devrimci rolü tarihin en büyük gerçeğidir.Marksizm köylülüğün devrimci...

SİYASET VE SANAT

Siyaset sanatı ya da sanat siyaseti tamlamalarından birincisi genellikle kulağa daha hoş gelir. Gerçi kastedilen daha çok, siyasetin belli bir beceri ve yaratıcılık isteyen bir iş olduğudur. Doğrudur da...Ayrıca, sanatın siyasete bulaşmasında genellikle bir sakınca görülmez, hatta politika gibi kaba-saba bir işi "insanileştireceği" düşünülür. Bunda doğruluk payı da yok değildir hani... Ama yine de insan, bayağı ama basbayağı da sanatçı olan Ronald Reagan'ın ABD Başkanlığı'nı düşünmeden edemiyor.Siyaset, bir sanatsa bile, politika sanatıdır, ve bu güzel sanatlar anlamındaki sanattan apayrı bir şeydir. Siyasette de, sanatta olduğu gibi yaratıcı olunabilir, ama kötü de olunabilir.Böylece, siyasetin sanattan bağımsızlığını ilan edip sanatın tasallutundan kurtardıktan...

BUGÜN VE TÜRKİYE’DE İDEOLOJİK MÜCADELE

"İdeoloji Üzerine" başlıklı bir önceki yazımdaArmağan Dünya; "Ddeoloji Üzerine"; Gelenek 49. ideoloji ve ideolojik mücadele hakkında görece soyut bir tartışma yürütmüş ve özellikle ideolojik mücadele üzerine daha "elle tutulur" şeyler söylemenin ancak belirli bir tarihsellik yerellik ve sınıf mücadelelerinin somutluğundan hareketle mümkün olduğunu vurgulamıştım. Bu yazıda daha somut ve pratik sorunlar üzerinde duracağım.Ama bunu yaparken "işin teorik tarafı bir yana" pragmatizmiyle hareket etmeyeceğim. "Teoriyi ihmal etmeme"nin yalnızca genelgeçer bir gereklilik olmadığını düşünüyorum. Özelde ideolojik mücadele sözkonusu olduğunda siyasetin önceliğine ve ideolojik değişmenin nesnelliğine ilişkin teorik çıkış noktalan bugünün Türkiyesi'ne bakarken fazlasıyla önem taşıyor."DEĞİŞİM RÜZGÂRLARI" ve TÜRKİYE Son yıllarda gerek dünya...

SOSYALİST HAREKET VE AYDINLAR II

Gelenek'in geçen sayısında yayınlanan ilk bölümde, Ekim Devrimi'ne kadar olan dönem işlenmişti. Bu ikinci bölümde, genel hatlarıyla, Ekim Devrimi sonrasında Türkiye'nin geçtiği aşamaları, sosyalist hareket ile aydınların ilişkisini gözler önüne sermeye çalışacağım. Konuya özel önem atfettiğim iki siyasal güç ve örgütlülükle başlıyorum.KEMALİSTLER ve TKP İlk komünist hareketler; işgal döneminde İstanbul'da, sonrasında Anadolu'nun pek çok yerinde filizlenmiş ve hızla genişlemiştir. İçerisinde reformist burjuva öğeler barındırmasına rağmen, bilimsel sosyalizmi ilke olarak benimseyen Türkiye İşçi ve Çiftçi Sosyalist Fırkası, 1919 yılında kurulmuş diğer komünist gruplarla birlikte "grevler dalgası" altında çalkalanan işgal İstanbul'unda, örgütsel ve siyasal bir zemin bulmuştur.1918 yılında komünistlerin önderliğinde büyük bir...

SOSYALİST KURULUŞU STALİN’DEN ÖĞRENİRKEN-II

Sosyalizmin teorik onca sorunu varken "Stalin meselesi" üzerinde durmanın anlamı üzerine bir şeyler yazma ihtiyacı, "Sosyalist Kuruluşu Stalin'den Öğrenirken" başlıklı yazımın ikinci bölümünün bilgisayar kurbanı olmasından sonra ortaya çıktı. Genişleterek bir kitap çalışmasına dönüştürmeyi düşündüğüm bu yazıyı yeniden yazmaya başlarken (yeniden yazımın can sıkıcılığı içinde) konunun neden önemli olduğuna kısaca değinme ihtiyacı hissettim."Stalin döneminde şunlar oldu bunlar oldu" gibi laflar etmeyeceğim çünkü bunlar zaten yazının kapsamında... Stalin meselesini bugün hassas kılan şey, bu meselenin sosyalizm içi tartışmaların "bottle neck"i olma özelliğini korumasıdır. Bu tartışmalarda hangi türde bir labirent oluşturulursa oluşturulsun, Stalin meselesine yakınlaşılmakta, veya en azından Stalin mesele yapılmaktadır. Marksist...

BİR AYDININ SİYASAL ANATOMİSİ: MAKSİM GORKİY

"SSCB'nin toplumsal temeli; işçilerin, köylülerin ve aydın kesiminin, kopmaz ittifakıdır". (SSCB Anayasası 19.madde)Rus edebiyatının önemli temsilcilerinden biri olan ve kitapları birçok dilde, tekrar tekrar basılan Maksim Gorkiy'in hayatının sosyalist devrim süreci boyunca, sanatçı ve siyaset arasındaki gerilimi yansıttığı söylenebilir.Ekim devrimi öncesinde ve sonrasında, bolşeviklerle birlikte, yoksul Rus halkının "eşitliği ve özgürlüğü" uğruna savaşan, fakat hiçbir zaman bolşevik olmayan Gorkiy'nin Rus Sosyal Demokratlarla olan fikir ayrılıklarını, devrime yönelik kuşkularını daha iyi anlamak için, genel çizgileriyle "aydın kimliği" üzerinde biraz durmak gerekiyor.Dar anlamıyla günümüzde kullanılan aydın kavramı, burjuva devrimlerinin bir ürünü olmuştur. Fransız devriminin ideolojik ve siyasal yapılanmasının, temellerini atan ve devrimi...

SOSYALİZMİN İKTİSADI ÜZERİNE

Sosyalizmin iktisadından kastedilen en azından bu yazı kapsamında iktisadi uygulamalar ya da teknikler değil. Bu yazının konusu olan çerçeve yaşanmış sosyalist kuruluş deneyimleri söz konusu olduğunda ekonomik politikaların tekil siyasal kararların ele alındığı bir tarih incelemesi olmayacak. Tikel olarak ele alınan deneyim ancak kendi sınırlı tarihselliği içinde açıklanabilir. Kuramsal bir açılım denemesi ise yaşanmış olanın tarihselliği ile sınırlanmamış daha geniş bir tarihsel çerçeveye oturtulmak durumundadır. Bu çerçeve genel olarak kapitalizmden sosyalizme geçişin tarihselliğidir.Bu yazıda sosyalist ekonomi ya da sosyalist kuruluş ile ilgili bütünlüklü bir teorik inşa amaçlanmıyor. Yazı bu alanda mütevazı bir girişimi hedefliyor: Sosyalist kuruluşun tarihsel öncüllerinin bir çerçevesi...

Sayıdaki Konular

    Sayıdaki Yazarlar

      Hoşgeldiniz!

      Aşağıdaki hesabınıza giriş yapın

      Kayıt Ol!

      Kayıt olmak için aşağıdaki bilgileri eksiksiz doldurun.

      *Kullanıcı Sözleşmesi'ni ve Gizlilik Politikası'nı okuduğumu, anladığımı ve kabul ettiğimi beyan ederim. Kullanıcı Sözleşmesi ve Gizlilik Politikası.

      Şifrenizi geri alın

      Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi veya okuyucu adınızı giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

      Oluştur