Gelenek Sayı 6

HANGİ İNSAN?

siyasal mücadeleyi hisseden seven ve yaşayanlara...Türkiye, hiç kuşkusuz değişme dinamiği olan bir ülke. Değişme dinamiği olan bir ülkenin aydınlarının “oturmuş” ülkelerinkine göre önemli ayrımları var. Aynı deyimi kullanacak olursak, az-çok durağanlaşmış toplumların aydınları da “oturmuş” oluyorlar. Türkiye’de “aydın” toplamının kimi bölümlerinin bu oturmuşluğa imrendikleri bir gerçek. Bunun nedeni de oldukça açık. Değişme dinamiği taşıyan toplumlarda “aydın”ın kendi başına bir kimlik sahibi olabilme şansı oldukça az. Aydın kimliğini mutlaka şu veya bu biçimde, kendisini değişme dinamiği içerisinde belli süreçlere angaje ederek takviye etmek zorunda. “Aydın”ın kurumsallaşması, gelişmiş ve durağanlaşmış kapitalist toplumlarda ve sosyalist ülkelerde görülmekte. Değişme dinamiğinin sancılarının azaldığı toplumlarda “aydın”...

SOLUN TARİHİNDE ATILIM VE RESTORASYON DÖNEMLERİ

Bu çalışma, geleneksel sol çizginin Türkiye’deki tarihsel biçimlenişine ve kimi güncel sorunlarına daha yakından bakmayı amaçlıyor. Gelenek dizisinde birkaç kitaptır yer alan, geleneksel sola ilişkin çözümlemelerin, bu çalışma ile daha bir belirginlik kazanması gerekiyor. Söylenenlerin Türkiye’deki tarihsel deneyime ilişkin oluşu, bir başka deyişle çıkış noktasını bize yakın bir somut zenginliğinin oluşturması, daha ileri düzeyde netlik sağlayabilir. Amaçlanan, bu.Başlarken, bir düşünceyi açık seçik belirtmekte yarar var: Türkiye solunun tarihine ilişkin somut veri ve belge birikiminin, belirli “kurgu”lara olanak tanıyacak boyutlara ulaştığını kabul etmek gerekiyor. Kuşkusuz, eldeki veri ve belgelerden hareketle farklı kurgular ya da modeller çıkartmak mümkün. Burada, tüm çizgilerini olmasa...

BUGÜN YARIN… YA GELECEK?

12 Eylül sonrasının bilinen koşulları, tüm olumsuzluklarının yanı sıra mücadelelerini sürdüren sosyalistler için bir "avantajı" da beraberinde getirdi. Türkiye'de tarihin yavaşladığı günlerde geçmişin değerlendirmesine, geleceğe yönelik politikaların belirlenmesine ve yeni teorik açılımlara zemin hazırlayan bir dönem yaşandı. Bir yeni dönemin hemen başında şu sorular akla geliyor: Türkiye solu yaşanılan dönemin kötü koşullarında soluklanıp, mücadelesini geçmişin yanlışlarından arındırarak deneyim ve kazanımlarına sahip çıkabilecek mi? Sınıfa gerçekten öncülük yapabilme yeteneğinde yapılanmaları ortaya çıkarabilecek mi? Bu sürecin sahiplenicisi olması gereken geleneksel sol, teorik hantallığından ve ekonomist eğilimlerinden ileriye geçebilecek mi? Daha da önemlisi, bu sorunları kendi önüne koyabilecek mi?Ne yazık ki geleneksel sol...

FRANSIZ DEVRİMİ: BİR MİRASIN İZİNDE

 "Bugün, devrimci hükümet, Robespierre, Saint-Just, vd. hakkında, bir zamanlar çok karamsar olmakla yanıldığımı açık yüreklilikle itiraf ediyorum... Robespierizm demokrasidir, ve bu iki sözcük bütünüyle özdeştir: Bu yüzden, Robespierizmi kaldırarak, kesinlikle demokrasiyi kaldırmış olursunuzBabeuf; Pages Choisies de Babeuf, Librairie Armand Collin, Paris 1935; ss. 284-286 Fransız Devrimi'nin yarattığı dalgalar sosyalizmin öncülerini de besledi. İlk önce ortaya atılanlar ve en tanınmışları, Roux, Leclerc, Varlet, Babeuf, Ruonarotti... Babeuf yukarıdaki satırları 1796'da, kendisinin idam, arkadaşı Buonarotti'nin ise sınırdışı edileceği tarihten bir yıl önce, 28 Şubat 1796'da, dostu Hebertist Joseph Bodson'a gönderdiği bir mektupta yazıyor.Değerli araştırmacı Tevfik Çavdar, Talat Paşa (Dost y., Ank.1984, s.96)çalışmasında aynı...

NOSTALJİ ÜSTÜNE BİR DEĞİNME

Bugünlerde, günümüz ile 70'li yıllar ve daha öncesinin karşılaştırmaları daha sık olarak yapılmaya başlandı. Dört bir yandan geçmişe ilişkin sesler, anılar, belgeler, yorumlar, değerlendirmeler vb. yağıyor. 87 Türkiye'sinde gündemimiz, ağırlıklı olarak güncelden çok geçmişle yüklü.Geçmişe ilişkin bu tür yazılardan birinde, Gelenek kitap dizisinin Ocak '87 sayısındaki "68 Kuşağı Üzerine" başlıklı yazıda şöyle diyor Metin Çulhaoğlu: "Az önce 'nostalji' sözcüğünü kullanırken, gene tüylerim diken diken oldu." Çulhaoğlu, ardından nostalji'ye belli bir tepkisellikle yaklaştığını kabul ettiğini ekliyor; henüz otuzunda kırkında olan insanların "nostaljik" olmalarını anlayamadığını belirtiyor. Doğru bir saptama olarak da, henüz "genç" sayılacak insanlarda nostalji'nin öne çıkmasının güncele ilişkin ölümcül bir...

OKURLARLA

Bu ay “Gelenek Gündemi” ülkemizdeki siyasal yapılanmanın tarihsel boyutlarına kısaca göz attıktan sonra kimi genel teorik saptamaları somut siyasal pratik açısından ele alıyor ve Türkiye’deki siyasal partilerin konumlarına eğiliyor. “Siyasal Kuruluşlar Parti Olabilecekler mi?” başlığı, sanırız “Gündem” yazısının ana temasını da sergiliyor.Gelenek bu kitabında “birey” konusuna bir kez daha eğiliyor. Cemal Hekimoğlu’nun yazısı “Hangi İnsan?”, tarihsel süreç-siyasal eylemlilik çerçevesinde birey’in konumunu, ülkemizin özgünlüklerini de dikkate alarak değerlendiriyor. Hekimoğlu, tarihsel materyalist öğretinin kimi vurgulamaları sonucunda birey’in konumunun küçümsenmesi türü eğilimlerin doğuşuna işaret ediyor ve gerçek bir “denge”nin kurulma temellerini araştırıyor.Metin Çulhaoğlu’nun bu kitaptaki yazısı “Solun Tarihinde Atılım ve Restorasyon Dönemleri”, yazarın...

Sayıdaki Yazarlar

    Hoşgeldiniz!

    Aşağıdaki hesabınıza giriş yapın

    Kayıt Ol!

    Kayıt olmak için aşağıdaki bilgileri eksiksiz doldurun.

    *Kullanıcı Sözleşmesi'ni ve Gizlilik Politikası'nı okuduğumu, anladığımı ve kabul ettiğimi beyan ederim. Kullanıcı Sözleşmesi ve Gizlilik Politikası.

    Şifrenizi geri alın

    Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi veya okuyucu adınızı giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

    Oluştur