Gelenek Sayı 85

PROLETARYA İKTİDARI VE DEVLETSİZLİĞE GEÇİŞ PROBLEMİ

GirişMarksistler açısından devlet sorunsalı, devletin hangi gelişme ve nedenlerin sonucu olarak ortaya çıktığı, modern toplumda hangi ihtiyaç ve işlevleri karşıladığı, hangi koşul ve ilerlemelerle sönebileceği ve siyasal devrim ve toplumsal kurtuluş hedefleri bağlamında devlete nasıl yaklaşılacağı sorularında odaklaşmaktadır.Devlet hem son derece somut, elle tutulur maddi bir olgu, hem de son derece soyut ve yapıntı (fiktif) bir kavramdır. Bu ikili karakteri devleti teori ve siyaset alanının karmaşık bir sorunu haline getiriyor.Farklı tanım ve kavramlardan hareket eden onlarca devlet teorisi var. Çıkışından işlevlerine, neleri içerdiğinden, onu oluşturan temel-kurucu öğelerin neler olduğuna kadar birçok konuda farklılaşan bu teoriler arasında kimi zaman ortak bir...

SOSYALİZM VE DEVLET

Haluk Yurtsever’in hem toparlayıcılık özelliğini taşıyan hem de kışkırtıcı tezler içeren çerçeve yazısı, serbest bir tartışmaya olanak sağlıyor. Bu olanaktan yararlanarak, marksizmin devletle ilgili tüm temel yaklaşımlarını yeniden aktarma/hatırlatma gereğini duymadan, konuya ilişkin kimi açılımlar geliştirmeye çalışacağım.Ama öncelikle birkaç hatırlatma notu...Devlet, bir baskı aygıtıdır... Devletin ortaya çıkışı, toplumun sınıflara bölünmesinin bir ürünüdür.Sınıfsal ayrışmaların ortaya çıkabilmesi için, bazılarının çalışmadan yaşamasını sağlayabilecek miktarda “artı ürün”ün üretilebilir olması gerekir. Kuşkusuz, artı ürün elde etme olanağının ortaya çıkması, doğrudan doğruya sınıfsal ayrışmalara yol açmak zorunda değildir. Bir başka olasılık, insan topluluklarını oluşturan bireylerin eşit oranda daha az çalışmalarıdır. Ama sınıfsal ayrışma yoluna giden topluluklar,...

ULUS DEVLET: “BİTTİ” DİYENLERE HATIRLATMALAR

Tarihi yorumlamak her kişinin harcı değil. Dünü ve bugünü okurken dikkatli olmalıyız. Özellikle söz konusu olan tarih, ideologlar tarafından yazılan ve amaçlı olarak saptırılan bir tarih ise daha da dikkatli olunmalı. Modern kapitalizmin kitleler nezdinde meşrulaşmasında, safsatalar ve hurafelerle dolu sapkın tarih yazımının rolünü küçümsemek mümkün görünmüyor. Tarih yazarının yerini uzun zaman önce ideolog, ‘roman’ yazarı alıyor. Kurgu olan ile gerçek olan arasındaki farkı ayırt etmek okuyucunun titizliğine ve ilgisine bırakılıyor.Gündelik hayatın içine kadar sızmış, sözde herkesin ne olduğunu bildiği, ya da bildiğini zannettiği tarihsel kavramların gerçekte neyi ifade ettiklerini araştırmak yine bizlere düşüyor. Tarih yazımı gibi, tarihsel kavramların da...

YENİ BİR DÖNEM AÇILIRKEN

Dört yılda bir arpa boyu 11 Eylül 2001 New York ile 7 Temmuz 2005 Londra arasında dikkati çeken bir farklılık bombaların ardından oluşan kamuoylarına ilişkin. Dört yıl önce Batının kapitalist toplumlarında egemen güçlerce körüklenen ve fiilen oluşan ortalama psikoloji, saldırının hesabının sorulması yönündeydi. Oysa bugün başta İngiltere olmak üzere aynı toplumlarda emperyalizmin yeniden dizginlerinden boşanmasına cevaz verir bir hava gözlemlenmiyor. Bunun yerine batılı, ortalama suçun en azından anlamlı bir kısmını kendi egemenlerinin politikalarında aramaya yöneliyor. New York ve Londra belediye başkanları arasında kişi bazında bir fark olmakla birlikte, Ken Livingstone’u alıp dört yıl öncenin ABD’sine götürseniz, kuşkusuz bugünkü zehir zıkkım...

Hoşgeldiniz!

Aşağıdaki hesabınıza giriş yapın

Kayıt Ol!

Kayıt olmak için aşağıdaki bilgileri eksiksiz doldurun.

*Kullanıcı Sözleşmesi'ni ve Gizlilik Politikası'nı okuduğumu, anladığımı ve kabul ettiğimi beyan ederim. Kullanıcı Sözleşmesi ve Gizlilik Politikası.

Şifrenizi geri alın

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi veya okuyucu adınızı giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Oluştur