Sayı 4 / Ağustos 2018

Stratejik ittifaktan stratejik iltihaka:

Geçtiğimiz Mayıs ayında, ABD Savunma Bakanlığı eski üst düzey yöneticilerinden Michael Maloof, Rus devlet televizyonu RussiaToday’de verdiği demeçte ABD’nin,IŞİD’le savaşı sona erdikten sonra da Suriye’nin kuzeyini terk etmeyeceğini, ABD’nin Suriye’nin Kürt bölgelerinde daimi olarak kalmanın şartlarını oluşturmak için burada bir askeri üs kurma niyetinde olduğunu ifade etmişti.https://www.rt.com/op-edge/387881-us-turkey-pkk-kurds/ Temmuz ayında, PYD öncülüğünde kurulan Suriye Demokratik Konseyi (SDK) eş başkanı İlham Ahmed, AssociatedPress’e verdiği demeçte, Rakka’nın, IŞİD’den kurtarılması sonrasında  yönetilmesi ve yeniden inşası için ABD’nin uzun vadeli siyasi ve finansal desteğine ihtiyaç duyacaklarını, ABD’nin rolünün Rakka’nın temizlenmesiyle sınırlı kalmaması gerektiğini ve garantör rolü oynaması gerektiğini dile getirerek “Eğer Amerikalılar bu bölgelerin ve...

CHP, hangi cumhuriyetin partisi?

24 Haziran seçimlerini geride bıraktığımız bu günlerde Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) üzerine yazmak bir yandan kolaylıklar bir yandan da zorluklar barındırıyor. Neredeyse her seçim döneminde sosyalist siyasetin önünü tıkayan, halkın öfkesini düzen içi kanallara akıtan, her defasında da toplumda umut kapısı olmayı becerebilen, umut tacirliğine soyunan CHP toplumun bazı kesimleri tarafından bir alışkanlığa dönmüş durumda. Özellikle son seçimlerde karşımıza çıkan tabloda olduğu gibi siyasetin koltuk altına alındığı, matematiksel hesapların siyasetin önüne geçtiği, ilkesizliğin baş gösterdiği bir dönemde ne acıdır ki kendisine sol diyen bazı siyasi özneler ve mensupları da bu alışkanlığı devam ettirme derdine düştüler. Peki, neydi unutulan ya da...

Aşamalı devrimcilikten stratejik iflasa:

Türkiye solunun tarihi Ahmet Hamdi Tanpınar’ın Saatleri Ayarlama Enstitüsü’ndeki Halit Ayarcı karakterinin yaşadıklarına çok benziyor. Ünlü edebiyatçı Tanpınar’ın unutulmaz eserinin başkarakterlerinden olan Ayarcı, kendinden menkul tasnifçiliğin ve standartlar enstitüsü olmanın da güzel bir örneğidir. Türkiye solunda uzun bir dönem boyunca yapılan tartışmaların, siyasal olarak solun zeminini güçlendirmek yerine tarafların birbirine not verdiği ve “ayar çektiği” bir içerikten öteye gidemediği aşikâr. Dolayısıyla aslında not vermek dışında bir anlam taşımayan yazılar, tartışmayı yürüten tarafın siyasal hattının yeniden üretimine de katkı koyamıyor. Bu nedenle baştan bir ayrım noktası koyarak başlamak gerekiyor. Bugün solda teorinin anlamı not vermeye değil, ön açıcı olmaya ve tasnifleri...

Liberalizm, ideoloji ve sol-1

Emperyalist-kapitalist sistemdeki dönüşümlerle, bu dönüşümler karşısında sol-sosyalist güçlerin biçimlenmesi, tavır alması, siyasal mücadelelerinde rota belirlemeleri ister sağ yorumlarıyla isterse sol yorumlarıyla olsun bir dönem sosyalist cenahta üzerinde çokça yazılan konuların başında geliyordu. Bu tartışmalar elbette gerekli olmakla birlikte aynı zamanda yol açıcıydı da. Örgütlü siyaseti, ideolojik ve teorik ayaklarıyla birlikte ele alıp tartışmak, 1980 sonrasında devrimci, sosyalist sol her ne kadar kitle bağları kopmuş, toplumsal etki alanı daralmış, ideolojik krizler içinde çırpınır bir haleti ruhiyeye sahip olsa da akıl sağlığını korumak ve ileri çıkışın taşlarını döşemek için elzemdi. Yalnız bir gerçek var ki geleneksel sol – devrimci demokrasi, geleneksel sol...

Türkiye’de sosyalist mücadele:

Türkiye’de sosyalist mücadelenin tarihi çeşitli vesilelerle yazıldı, tartışıldı. Çok özel bir şey söylenmeyecek, yeni bir belge ortaya konmayacaksa bu kadar çok tarih yazma çabası eninde sonunda o tarihte yaşamayı getirecektir. Bu nedenle, kimlerin neler yaptığına ilişkin bir tarih yazısı yerine bugüne de yararı olacak bir tarih incelemesi daha yerinde olacaktır. Türkiye’de sosyalist mücadelenin bu dönemde en çok gereksinim duyduğu şeylerden biri de esasında geçmişte ne yaptığından ziyade bugün yaptıklarının ve/veya yapacaklarının olası sonuçlarına ilişkin geçmişten dersler çıkartılıp çıkartılamayacağı noktasında toplanmaktadır. Özellikle Sovyetler Birliği’nin çözülmesinin ardından daha gür sesle ortaya çıkan “yeni” arayışlarının da neyi temsil ettiği böylece ortaya konulabilir. Türkiye’de...

Solda tekleşme

12 Eylül ve Sovyetler Birliği’nin çözülmesinin ardından Türkiye’de solun genel tasnifi sosyalist sol, liberal sol ve ulusalcı sol olmak üzere üç temel kategori üzerinden yapılmıştı. Adalet ve Kalkınma Partisi’nin (AKP) iktidar yıllarının ardından bugün artık yeni bir tasnif mümkün hale gelmiştir. Bu bir yandan siyaset merkezinin alabildiğine sağa kaymasının sonucu iken, bir yandan da özellikle 2013 Haziran Direnişi’nin ardından Türkiye siyasetinde yaşanan gelişmelerle sol özne ve odakların konumlanışlarını değiştirmiş ve dönüştürmüş olmasının sonucudur. Bu bağlamda, solun tasnifinin de gözden geçirilmesi gerekmektedir. Bu yeni tasnifi tartışmak gerekliliği ile birlikte artık solun da yeniden tarifi gerekli görülmelidir. Tarihsel olarak süregelen sol tanımları...

Hoşgeldiniz!

Aşağıdaki hesabınıza giriş yapın

Kayıt Ol!

Kayıt olmak için aşağıdaki bilgileri eksiksiz doldurun.

*Kullanıcı Sözleşmesi'ni ve Gizlilik Politikası'nı okuduğumu, anladığımı ve kabul ettiğimi beyan ederim. Kullanıcı Sözleşmesi ve Gizlilik Politikası.

Şifrenizi geri alın

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi veya okuyucu adınızı giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Oluştur