Cemal Hekimoğlu

Cemal Hekimoğlu

BOLŞEVİZMDE SOSYALİST İDEOLOJİ, SOSYALİST İDEOLOJİDE BOLŞEVİZM

Daha önce sosyalist ideoloji üzerine Gelenek'te yer alan yazılarımda bir çok defa Rus ve Sovyet deneyimine gönderme yapmıştım. Bunun iki temel nedeni olduğunu söylemek mümkün. Rus devrimci hareketinin uluslararası ölçekte marksist teori üzerindeki siyasal otoritesinin tartışılır bir yanı bulunmuyor. Marksist teorinin bütün kulvarlarında bu hareketin öznesi olduğu deneyimin sağlıklı ya da sağlıksız etkisini görebiliyoruz. İkinci olarak, Sovyet sosyalizminin karşı-devrimci bir "son"a ulaşmasına zemin oluşturan deformasyonun en fazla "ideolojik" olduğunu düşünenlerdenim. Bu düşünceye karşı "başarısızlığı basitleştirmek" iddiasını ileri sürenlerin ideolojik mücadeleyi...

BATIYA YÖNELMEK…

Çağımızı "kapitalizmden sosyalizme geçiş çağı" olarak adlandıran bir siyasal programın savunucularındanım. Bu program, yakında parti kimliğine kavuşacak. Ve bu arada hep birlikte, yaklaşık beş yıldır "yeni dünya düzeni" denilen "dünya hâli"ni yaşıyoruz. Bu düzende, "sosyalizme geçiş"ten eser yok. Bu düzen, sosyalizmle bağlantıyı, sosyalist kuruluş süreçlerinin tasfiyesi, sosyalist ideoloji ve örgütlenmelere karşı amansız bir saldırı ile kuruyor.Daha bir süre bunun böyle gitmesi beklenebilir. Peki, bizim programatik çerçevemiz, bu bağlamda ne kadar gerçekçi ve yakın döneme ilişkin ne tür beklentilere sahip?İşin bilimsel...

“MİLLİYETÇİ ŞAHLANIŞIN” DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ

Türk milliyetçiliğinin kişiliksiz yapısına sevinmek mi gerek?Faşist hareketin "kan kusturup" karşılığında "kan kustuğu" dönemlerdeki eğreti "milliyetçi kabarma"yı bir kenara bırakırsak, 60'lar sonrasında yaşanan tüm gündemlerde milliyetçilik bu ülkede korkak, entrikacı ve kaypak olmuştur.Milliyetçiliğin devlet eliyle beslenip kontrol edildiği onlarca ülke vardır. Ama devletin milliyetçilik tansiyonunu gün gün, saat saat belirlediği ve onu tam anlamıyla kendisine tâbi kıldığı Türkiye'den başka nerede görülmüştür?Bulgaristan'dan göç sırasında, Azerbaycan olaylarında, hatta Kürt ulusal kurtuluş hareketine karşı geliştirilen şoven tepkilerde nasıl bir milliyetçikle karşılaştınız?Son dönem futbol...

LENİN’İN DÜŞÜNCESİ

1980 yılında bütün dünyada Lenin'in doğumunun 110. yılı kutlanmıştı. Dönem, reel sosyalizmin prestij erozyonunun başlamadığı bir dönemdi. Dünyada en çok okunan yazar olması yeryüzünde sınıf mücadelesinin adının anıldığı her yere içkin olması, Vladimir İlyiç'in "devletli" konumunu ortadan kaldırmıyordu. Öyle ya, Lenin düşüncesi arkasındaki koskoca bürokratik mekanizma, tabular ve zorlamalarla ayakta kalmıştı...Marksizm içi tartışmalarda birkaç yürekli Batılı aydın dışında bu duyguları ifade eden pek çıkmamıştı. Ancak ne zamanki, Lenin "içerden" terkedilmeye başlandı, bütün dünyada medeni cesareti olanlar arttı. Beklenti şuydu; reel...

İKTİDARA MAHKUM OLMAK

İktidar gazetesinin 5. sayısında Rus komünistlerinin "iktidar" mücadelesine ilişkin bir haber var. Bu habere konu olan gelişmelerde dikkati çeken bir şeyden söz etmek istiyorum.Sovyetler'deki karşı-devrim ve onu izleyen gelişmelerde komünistlerin inanılmaz duyarsızlığı ve kişiliksizliği sonucu ortaya çıkan tablo, uluslararası harekette önemli bir depresyon yaratan çöküntünün en fazla Rus komünistlerini etkileyeceği sanılıyordu.Sovyet komünistlerinin sosyalist ideolojinin saygınlığını ciddi ölçülerde zedeleyen süreçteki tutumları silinemeyecek bir lekedir; bu tartışılamaz. Hep beraber sorduk "içlerinde hiç mi onurlu bir bolşevik yok" diye. Dünya komünistlerinin sonuç alıcı...

ASIL ŞİMDİ YARATICILIK

Türkiye solu, bu kez alışılan kesimlerin dışına taşan bir ölçekte "yasal parti" konusunu gündemine alıyor. Böylelikle bundan yaklaşık 5 yıl önce sınırlı çevrelerde tartışılmaya başlanan "yasal parti"nin, şu anda bir dizi değişik "moment"te ele alınmaya başlandığını görüyoruz.Bu momentlerden birisinde Sosyalist Parti vardır. Kurulma sürecini tamamlamış olan bu parti, maocu çerçeveyi aşabilecek teorik, programatik araçlara sahip olamadığı gibi, bu anlamda yeni bir çerçeveyi gündeme getirebilecek zenginlikte kadrolara da sahip değildir. SP'nin elindeki önemli kimi olanakların bu üç kısıtı aşamayacağının bilincindeki Perinçek,...

ALTINCI YIL …

Altıncı yıla giriyoruz. Şöyle geriye dönüp bakıldığında, tek başına "bağımsız" olarak değerlendirilecek bir "yayın" etkinliğinde çok belirgin bir "başarı"dan sözetmekte güçlük çekiyoruz. Bütün diğer parametrelerden uzakta, "iyi bir teori dergisi çıkaracağız" kaygısının egemen olduğu bir uğraşın altıncı yılından sözediyor olsaydık, belki bugün "önemli bir iş yaptık" biçiminde yazmakta zorlanırdık.Ama, önemli bir iş yaptık. Ve bu kez, yalnızca bu tesbitte bizim yanımızda olanlarla yani yapılanı şu veya bu ölçüde önemli bulanlarla birlikte sesli bir muhasebe yapmakta yarar var. Yapılanlara bir anlam...

AVRUPALI OLMAK NE ANLAMA GELECEK?

Türkiye sosyalist hareketi oldukça geç olarak nitelenebilecek bir kimlik taşıyor uluslararası gelenekte. Avrupa ve hatta Asya'nın ileri ülkeleri ile karşılaştırıldığında Türkiye sosyalist hareketi ilk doğumda da gecikme sancıları çekmiştir. Ondan sonrası eğer belli ölçülerde kitlelere taşınmaysa, Türkiye sosyalist hareketinin bir kez daha gecikmiş olduğu söylenmelidir. Türkiye sosyalist hareketi, 1960'lar ile birlikte gelen yayılma sürecine benzerlerinden veya sevilen deyimiyle kardeşlerinden çok geç girmiştir. 20'lerde, 30'larda savaş yıllarında ve sonrasında hep bir şeyleri zorlamış (içeriğini tartışmıyorum) olan uluslararası hareketle karşılaştırıldığında Türkiye'de bütünün...

Yazdığı Konular

Yazdığı Sayılar

Hoşgeldiniz!

Aşağıdaki hesabınıza giriş yapın

Kayıt Ol!

Kayıt olmak için aşağıdaki bilgileri eksiksiz doldurun.

*Kullanıcı Sözleşmesi'ni ve Gizlilik Politikası'nı okuduğumu, anladığımı ve kabul ettiğimi beyan ederim. Kullanıcı Sözleşmesi ve Gizlilik Politikası.

Şifrenizi geri alın

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi veya okuyucu adınızı giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Oluştur