Edip Aktar

Edip Aktar

AVRUPA BİRLİĞİ ABD’NİN EKONOMİK ALTERNATİFİ OLABİLİR Mİ

Özellikle 2001 yılında dünya ekonomisindeki durgunluk sonrasında Avrupa Birliği' nin ABD' nin emperyalist sistem içerisindeki hegemonik rolünü AB' ye devretmekte olduğu yolunda bir kanı ortaya çıktı. Bu kanının temel dayanağı ABD' nin yüksek cari açığına ek olarak bütçe açığının da artması, başka bir deyişle ABD' nin dış finansman ihtiyacının artık sürdürülemez bir seviyeye çıkmasıydı. Bu saptamayı takiben, doların aşırı değerli olduğu ve cari açığın sürdürülebilir bir seviyeye çekilmesi için doların değerinin düşürülmesi gerektiği eklenmekteydi. Ancak bu durumda yabancıların dolara olan...

MARKSİST İKTİSADI KENAR SÜSÜ MÜ YAPMALI?

 Kapitalizmin üniversitelerinde Marx’a pek çok değişik sıfat atfediliyor: Sosyolog, filozof, siyaset bilimci, iktisatçı... Marksizmin bu sıfatlardan sadece herhangi biriyle tanımlanabilecek bir düşünürün ürünlerine indirgenemeyeceği onu az da olsa tanıyan herkesin malumudur. Marksizmin akademide nasıl parçalara ayrıldığı bir tarafa, bu sıraladığımız sıfatlarla yapılan tanımlardan en cılızının sonuncusu, yani “iktisatçı Marx” olduğuna dikkat çekelim. Akademi Marx’ı parçalara ayırırken en çok ona iktisatçı kimliği yakıştırmakta zorluk çekmektedir. Bu, Marksizmin diğer alanlarda daha kolay düzen içileştirilebildiği anlamında yorumlanmamalı; Marksizmin felsefesiyle, toplum çözümlemesiyle ve ekonomi...

SANAYİSİZLEŞME VE İŞÇİ SINIFI

Sanayisiz bir kapitalizm olabilir mi? Bu yazı, en özet ifadeyle bu soruya yanıt arayacak. "Postendüstriyel toplum tezi", sanayisiz bir kapitalizmin varolabileceğini öne sürmekte ve en azından kapitalist hiyerarşinin en tepesindeki ülkelerde sanayi üretimin ve istihdamının giderek düşmesini buna kanıt olarak göstermektedir. Yani postendüstriyel toplum tezine göre kapitalizmin giderek sanayisizleşmesi, tıpkı küreselleşme süreci gibi kaçınılmaz bir gelişmedir. Aynı yaklaşım, sanayileşme ya da daha geniş anlamda kalkınma kavramlarının 20. yüzyılın son çeyreği itibarıyla gündemden düşmüş olduğunu ya da en azından bu ikisi...

“KÜRESEL” EMPERYALİZM DÖNEMİNDE ENTEGRASYON VE BAĞIMLILIK

Cumhuriyet tarihi boyunca yalnızca iki dönemde bir çeşit “kalkınma ideolojisi”nin Türkiye’nin geleceğine ilişkin tartışmaların odağına oturduğuna tanık olmaktayız. Bu dönemlerden ilki 1930’la 1939 arasıdır; ikincisiyse pek tabii 1960-1971 dönemidir. Kanımca, bu iki dönem dışında Türkiye burjuvazisinin “kalkınma” vurgusu, bir demagoji olmanın ötesinde anlam taşımamıştır. Birinci dönemin kalkınma ideolojisi, büyük oranda Kadro Hareketi tarafından şekillendirilirken, ikinci dönemin bu bağlamda öne çıkan öznesi ise, Yön Hareketi olmuştur.İlginç olan, dönemler arasında olduğu kadar, bu iki hareket -Kadro ve Yön- arasında da pek çok...

Hoşgeldiniz!

Aşağıdaki hesabınıza giriş yapın

Kayıt Ol!

Kayıt olmak için aşağıdaki bilgileri eksiksiz doldurun.

*Kullanıcı Sözleşmesi'ni ve Gizlilik Politikası'nı okuduğumu, anladığımı ve kabul ettiğimi beyan ederim. Kullanıcı Sözleşmesi ve Gizlilik Politikası.

Şifrenizi geri alın

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi veya okuyucu adınızı giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Oluştur