Dört yılda bir arpa boyu 11 Eylül 2001 New York ile 7 Temmuz 2005 Londra arasında dikkati çeken bir farklılık bombaların ardından oluşan kamuoylarına ilişkin. Dört yıl önce Batının kapitalist toplumlarında egemen güçlerce körüklenen ve fiilen oluşan ortalama psikoloji, saldırının hesabının sorulması yönündeydi. Oysa bugün başta İngiltere olmak üzere aynı toplumlarda emperyalizmin yeniden dizginlerinden boşanmasına cevaz verir bir hava gözlemlenmiyor. Bunun yerine batılı, ortalama suçun en azından anlamlı bir kısmını kendi egemenlerinin politikalarında aramaya yöneliyor. New York ve Londra belediye ...
Giriş: Yoksulluk kavramı marksizme içkin mi?Yazıya başlarken sorulan bu soru kimseyi şaşırtmamalı; genel anlamda yanıtının "hayır" oluşu da… Nedeni ise birincisi, kavramın niteliğinde, ikincisi, marksizmin topluma bakış yönteminde gizli.İlkinden devam edecek olursak, yoksulluk, özü itibariyle bir göreliliği içerir. Toplumsal ölçekte yapılan üretim sonucu oluşan "toplumsal ürün" den tekil bireylerin aldığı pay, sahip olduğu büyüklüğe göre bireylerin "zengin" ya da "yoksul" olmasını belirler. Veri alınan üretim değil, bölüşüm sürecidir. "Gelir çizgisi" nereden çekilirse çekilsin, altta ve üstte kalanlar kendi içlerinde, bağımsız ...
Bilindiği gibi Türkiye Komünist Partisi yılda bir konferans topluyor. Geçen yılki konferansın gündemini parti programı oluşturmuştu. Daha önceki yıllarda ise TKP üye ve dostları konferansın temel ürünü olarak bir “dünya ve Türkiye değerlendirmesi” ne alışmışlardı.2004 yılında farklı bir yöntem izleniyor. Ekim ayının sonunda tamamlanması planlanan çalışmalarda şu sıralar ele alınmakta olan ana rapor, deyim yerindeyse dört dörtlük bir dünya ve Türkiye analizi sunmayı hedeflemiyor. Bunun yerine, TKP 2004 yılında dünyaya ve Türkiye’ye bilinçli bir öznellikle yaklaşmayı tercih ediyor; içerilen konular ...
GirişSınıf, üzerinde çok söz ve mürekkep tüketilen konuların başında geliyor. İlgili literatür o kadar geniş bir külliyat oluşturuyor ki, konuya ilişkin ana tezleri, çözümleme ve vargıları özetlemek bile dev boyutlu bir çalışmanın konusu olur. Buradaki sorun yalnız yazılanların, söylenenlerin niceliğiyle, çokluğuyla ilgili değil. Bu var, ama asıl, zorluk farklı disiplin ve kavram çerçevelerinin, sınıf olgusunu, sınıf kavramını farklı yönlerde birbirinden uzaklaştırmasından geliyor. Sınıfın çok yönlü, çok boyutlu bir toplumsal olgu olduğunda, varlığını, tanımını oluşturan öğelerin sürekli etkileşim içinde devindiğinde kuşku ...
Bu yazıyı hazırlarken okuduğum kaynakların kimilerinde işçi sınıfının bugünkü durumuna ilişkin bir dizi veriye de rast geldim. Kimi notlar almışım. Örneğin 2000 yılı itibariyle sanayileşmiş ülkelerde yüzde 6.1 olan açık işsizlik oranının 2002’de yüzde 6.9’a yükseldiğini, bunun yaklaşık 180 milyon işsiz anlamına geldiğini, 2000-2003 arasında yedek sanayi ordusuna 20 milyon kişinin eklendiğini, ayrıca 550 milyon insanın günde yalnızca 1 doların altında gelir elde edebildiğini not etmişim.Sosyal güvenlik sistemlerinin tasfiyesi, sağlık ve eğitimin parasallaştırılırken çökmesi, genel olarak sosyal devlet ve refah ...
“Kültür” serbest kullanıma hayli yatkın bir kavramdır. Kimileri, bu kavramı görece dar anlamda, güzel sanatlar ve edebiyatta belirli bir beğeni ve gelişkinlik düzeyini anlatmak için kullanırlar. Ancak, aynı kavramın bundan çok daha geniş anlamda kullanıldığına da tanık oluruz. Bu durumda, sanat-edebiyat ve bildiğimiz üstyapısal öğelerin ötesinde, maddi yaşamın üretimi, bu üretimde kullanılan çeşitli teknolojiler de “kültür” kavramına dahil edilir. Daha “akademik” denebilecek bu tanımları geçersek, kültür kavramının günlük konuşma diline de girdiğini, belirli tarzları eleştirmek için kullanıldığını görürüz. Örneğin, “adamda ...
SINIF VE KÜLTÜR İLİŞKİSİ ÜZERİNE BİR DENEME
Yalı Mah. Karaağaç Sk. No: 14 Maltepe/İstanbul
posta@marksistmanifesto.com
Marksist Manifesto | Gelenekten Geleceğe