Etiket: Kültür / Sanat / Bilim / Çevre

TÜRKİYE’DE 1980 SONRASI POPÜLER KÜLTÜR

1970'li yılların ortalarında patlak veren petrol şoku dünya kapitalist sistemini büyük bir krizin içine soktu. Sürdürmekte olduğu ithal ikameci sanayileşme politikaları yüzünden Ödemeler dengesi problemiyle karşı karşıya olan Türkiye, bir yandan da yükselen petrol fiyatlarının ithalat maliyetini artırması nedeniyle, petrol şokunu takip eden borç krizinden en çok etkilenen ülkelerden biri oldu. "Borç krizinin pratikteki önemi, IMF ve bankalar tarafından dayatılan koşulların bir parçası olarak, anti liberalizmin ve korumacılığın reddedilmesinin gerekli hale gelmesiydi." KEYDER; Çağlar, Modernleşme ve Ulusal Kalkınmacılık, Hürriyet Gösteri, ...

SELAM OLSUN…

güneşe dönük yüzüm benim geleceğim geleneğeBürodaki eşyalarımı topluyor, kutuluyorum. Akademik yaşamım son buluyor. Üniversitedeki yıllarım masanın üstünde, çekmecelerinde biriktirdiği kâğıtlar, dosyalar arasından elime her sızanı okumaktan kendimi alıkoyamıyorum. Ne de olsa tüm bu bitirilmemiş -bazen de başlanmamış- yazılarda kendi tarihim var. Yine dayanamayıp, bu yazılardan birinin de sonunu bağlıyorum, geçmişin tozu ve geleceğin tohumu arasında:...kaderin hoş bir cilvesi olmaktan çok, benzer sınıfsal orijinlerimiz nedenli bir rastlantı ile 'Türkiye'li aydın' üzerine roman biçiminde yazınsal ürünler veren Oğuz Atay ile aynı üniversitelerde ...

SANATTA SOSYALİST GERÇEKÇİLİK ÜZERİNE SÖYLENMİŞTİR…

... sen mutluluğun resmini yapabilir misin Abidinisin kolayına kaçmadan amagül yanaklı bebesini emziren melek yüzlü anneciğin resmini değil ne de ak örtüde elmaların ne de akvaryumda su kabarcıklarının arasında dolanan kırmızı balığınkini sen mutluluğun resmini yapabilir misin Abidin 1961 yazı ortalarında Küba'nın resmini yapabilir misin çok şükür çok şükür bugünü de gördüm ölsem de gam yemem gayrının resmini yapabilir misin üstatNazım Hikmet (Saman Sarısı)Ne yazık ki bu dizelerin ithaf olunduğu ressamın hiçbir zaman böyle bir kaygısı olmadı... Sanatta hep bir ...

TÜRK SİNEMA TARİHİNİ YENİDEN YAZMAK

Bugüne kadar Türk sinema tarihi konusunda, temelde, iki çalışmadan bahsedilebilir. Bir tanesi Nijat Özön'ün Nijat Özön, Türk Sinema Tarihi, Artist Yay., 1962. 1962 yılında yazdığı tarih çalışması, diğeri de Giovanni Scognamillo'nun Giovanni Scognamillo, Türk Sinema Tarihi, Metis Yay., 1990. başlangıcından 1980'lerin sonlarına kadar getirdiği Türk sinema tarihidir. Bunlar dışında, Engin Ayça'nın kitap boyutlarına ulaşamayan daha çok dergilerde yazı olarak, yayınlanan ve genel olarak Türk sinemasının başlangıcından 1950'lerin sonuna kadar olan dönemi kapsayan çalışması vardır. Her üç tarih yazımı da belli eksiklikleri, yetersizlikleri ...

TÜRKİYE’DE NEYİN ROMANI YAZILIR?

Öncelikle, sosyalizm mücadelesi açısından "neyin romanı yazılır" sorusunu tuhaf karşılamamak gerekiyor. Roman, bir ülkenin toprağında, o ülkenin nesnelliğine doğan bir şey. Dolayısıyla o toprağın özgünlüklerini yansıtmak zorunda. Diğer yandan, evrensel bir biçim olması ve yine evrensel bir geleneğin taşıyıcısı olması babında, üzerinde serpildiği topraktan ötelere taşmak durumunda. Aynı anda pek çok gerilimi bünyesinde barındırıyor: Yazarın kendi yaşamsal deneyimiyle ülke toprağının nesnelliğini, "gerçek olan"la gelenek topluma olan özlemi ve bağı; bu anlamda gerçeklikle kurguyu, romanda birleştirmesi gerekiyor.Romanın evrensel bir geleneğin taşıyıcısı ...

KOMÜNİST NAZIM ARAMIZDA

Bu topraklarda savaşan devrimcilerin büyük bir şansı var: Bu topraklar çağdaş şiirin en önemli doruklarından birini bağrında yaşatmış, yüzyılımızın en büyük şairine Nazım Hikmet'e "memleket" olmuştur.Nazım bugün burjuva medyasının ve onun sanatçı bozuntularının iddia ettiği gibi melonkolik bir aşk şairi değildir, hiçbir zaman da olmadı. Nazım kemalizmin mahkemelerinde yargılanırken ne olduğunu, ne yaptığını ve neyi hedeflediğini burjuvazinin suratına haykırmıştır:"Ben komünistim bu muhakkaktır. Komünist şairim ve daha esaslı bir komünist olmaya çalışıyorum!"Garbaçov rüzgârlarını arkasına alıp pupa yelken düzene iltihak eden ve ...

SİYASET VE SANAT

Siyaset sanatı ya da sanat siyaseti tamlamalarından birincisi genellikle kulağa daha hoş gelir. Gerçi kastedilen daha çok, siyasetin belli bir beceri ve yaratıcılık isteyen bir iş olduğudur. Doğrudur da...Ayrıca, sanatın siyasete bulaşmasında genellikle bir sakınca görülmez, hatta politika gibi kaba-saba bir işi "insanileştireceği" düşünülür. Bunda doğruluk payı da yok değildir hani... Ama yine de insan, bayağı ama basbayağı da sanatçı olan Ronald Reagan'ın ABD Başkanlığı'nı düşünmeden edemiyor.Siyaset, bir sanatsa bile, politika sanatıdır, ve bu güzel sanatlar anlamındaki sanattan apayrı bir ...

Sayfa 7 of 11 1 6 7 8 11

Hoşgeldiniz!

Aşağıdaki hesabınıza giriş yapın

Kayıt Ol!

Kayıt olmak için aşağıdaki bilgileri eksiksiz doldurun.

*Kullanıcı Sözleşmesi'ni ve Gizlilik Politikası'nı okuduğumu, anladığımı ve kabul ettiğimi beyan ederim. Kullanıcı Sözleşmesi ve Gizlilik Politikası.

Şifrenizi geri alın

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi veya okuyucu adınızı giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Oluştur