Etiket: Marksizm / Yöntem

TARİHSEL MATERYALİZMİN DOĞUŞU VE DOĞASI

Tarihsel materyalist anlayış, materyalist felsefe geleneği içerisinde belirgin bir sıçramayı, Bottigelli’nin deyişiyle “felsefede bir devrimi”“Marksizm felsefede bir devrimi simgeliyorsa, belki tarihini çok kesin bir biçimde saptamaktan sakınmak gerekir. O da her şey gibi kerteli bir biçimde hazırlanmıştır.” . Bottigelli’nin bu eseri, “KM ile birlikte bilimsel sosyalizmin oluşumunun ana çizgileriyle tamamlanmış olduğu” 1848 Devrimlerine kadarki süreci inceler. Bu süreci biyografik ve kronolojik açıdan güzel değerlendirir. ...

159. YILINDA MANİFESTO NE İFADE EDİYOR?

Tam adı “Komünist Parti Manifestosu” olan Marksizmin bu ünlü ve güçlü belgesi, genellikle “Komünist Manifesto” olarak anılır. Komünistler ise kısaca “Manifesto” der. Marksizm ilk kez bu belge ile teorik ilkelerini, komünizmin strateji ve taktiklerini, yetkin ve çarpıcı bir şekilde özet olarak açıklamıştır. Manifesto, emekçilerin iktidar mücadelesine yeni bir perspektif getirerek, ufuk açıcı bir görevi yerine getirmiştir. Manifesto’dan önce işçi sınıfı hareketi “ütopik” ve “darbeci” kanallardan ilerlemeye çalışıyordu. Manifesto, bilim dışı olan her iki yolu tarihin çöp sepetine atmakla kalmamış, işçi ...

MARKSİZM VE MATERYALİZM

Marksizm insanlık tarihindeki büyük bir dönüşümün, Marx’ın deyimiyle “tarih öncesi”nden komünizme doğru gerçekleşen devrimin teorik kavranışıdır. Bu teorik kavrayış, tarihsel bir özne olan işçi sınıfının mücadelesiyle birleşir ve örtüşür. Komünizm ve tarihsel materyalizm, tarihsel gerçekliğin ürettiği realist ideolojiler olarak Marksist toplum bilimsel incelemelerin zeminini oluşturur. Bu realist ideolojiler Marksizm’in teorik açıklayıcı gücünün ve geçerliliğinin kaynağıdır.Marksizm, komünizme doğru giden tarihsel devrimci sürecin ürünü olduğundan, bu yönde değişim eğilimi taşıyan mevcut toplumsal dünyayı bilimsel açıdan kavrayabilme olanağı sunar. Marksizm mevcut toplumsal dünyayı ...

EGEMEN İDEOLOJİ: TARİHSEL ARKAPLAN VE GÜNCEL GÖREVLER

İdeoloji kavramı hakkında yazılacak çok şey var elbette; ancak bir yazı bütün bunları kapsamaya yetmez. Burada amacım, ideoloji tartışmalarında önemli bir yere oturduğunu düşündüğüm “egemen ideoloji” kavramına değinmek ve bu tartışmalara belirli bir katkıda bulunmaya çalışmak.Bu tartışmalara aşağıdaki iki başlık altında katkı yapmayı deneyeceğim:Egemen ideoloji, egemen sınıfın ideolojisi midir? Yani ona özgü müdür, yoksa egemen ideolojilerin öncelikli belirleyeni kendisinden önceki toplumdan devraldığı miras mıdır? Eğer öyleyse bu miras nasıl bir döngüyle devrolur?İdeoloji egemenlik temelini nereden alır ve bu temele nasıl ...

MARKSİZM VE DİN

Marksizm ile din arasındaki ilişkiden ne zaman söz açılsa, gündeme Marx’ın ünlü cümlesi gelir: “Din halkın afyonudur.”Üç sözcüklük bir ideoloji, siyaset ya da bilim tanımı ne kadar açıklayıcı olabilirse, bu cümle de din hakkında ancak o ölçüde tatminkar bir açıklama sağlayabilir. Ama ne yazık ki, Marksizm hakkındaki tartışmaların önemlice bir bölümü, Marx’ın, Engels’in ya da Lenin’in bazı ifadelerinin bağlamlarından ve tarihselliklerinden koparılarak “açımlanması”na, daha doğrusu çekiştirilmesine dayanıyor...Bu yazıya, çok fazla uzatmadan, söz konusu cümlenin, konu hakkındaki tartışmalarda referans kabul edilemeyecek ...

TARİHSEL MATERYALİZMİ ÇÖPE Mİ ATSAK?

1930’larda Cambridge’de genç bir öğrenciyken en yetenekli genç kızlarla erkeklerin pek çoğu Komünist Parti’ye katılmıştı. Ancak o günler son derece seçkin üniversitenin tarihinde çok parlak bir devir olduğundan, birçoğu dizlerinin dibinde oturdukları büyük isimlerden derinlemesine etkilenmişlerdi. Orada genç komünistler olan bizler kendi aramızda şakayla karışık kıyaslamalar yapardık: Komünist filozoflar, Wittgensteincılar; komünist iktisatçılar, Keynesçiler; komünist edebiyat öğrencileri de F.R. Leavis’in izleyicileriydi. Peki, ya tarihçiler? Tarihçiler Marksistti, çünkü Cambridge’de ya da başka bir okulda, bir usta ve esin kaynağı olarak Marx’la boy ...

PROLETARYA İKTİDARI VE DEVLETSİZLİĞE GEÇİŞ PROBLEMİ

GirişMarksistler açısından devlet sorunsalı, devletin hangi gelişme ve nedenlerin sonucu olarak ortaya çıktığı, modern toplumda hangi ihtiyaç ve işlevleri karşıladığı, hangi koşul ve ilerlemelerle sönebileceği ve siyasal devrim ve toplumsal kurtuluş hedefleri bağlamında devlete nasıl yaklaşılacağı sorularında odaklaşmaktadır.Devlet hem son derece somut, elle tutulur maddi bir olgu, hem de son derece soyut ve yapıntı (fiktif) bir kavramdır. Bu ikili karakteri devleti teori ve siyaset alanının karmaşık bir sorunu haline getiriyor.Farklı tanım ve kavramlardan hareket eden onlarca devlet teorisi var. Çıkışından ...

Sayfa 4 of 17 1 3 4 5 17

Hoşgeldiniz!

Aşağıdaki hesabınıza giriş yapın

Kayıt Ol!

Kayıt olmak için aşağıdaki bilgileri eksiksiz doldurun.

*Kullanıcı Sözleşmesi'ni ve Gizlilik Politikası'nı okuduğumu, anladığımı ve kabul ettiğimi beyan ederim. Kullanıcı Sözleşmesi ve Gizlilik Politikası.

Şifrenizi geri alın

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi veya okuyucu adınızı giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Oluştur