Etiket: Marksizm / Yöntem

GELENEKSEL SOLUN ANATOMİSİNE DOĞRU

Bu ülkenin geleneksel solunda ilk tanıdıklarımdan, sevimli, sıcak ve yiğit Atilla Arsoy’un anısına...Gelenek dizisi kitaplarında sola ilişkin olarak yapılan bir sınıflama dikkat çekmiş olmalı. “Geleneksel sol” ve “yeni sol” biçimindeki bu sınıflama, bölgesel ya da geçici nitelikteki bazı çizgileri ayıklayıp tabloyu yalınlaştırdığı için yararlıdır sanıyorum. Elbette tanımlamalarda belli bir netliğin sağlanması, kavramların içlerinin doldurulması koşuluyla. Özetle, hem geleneksel solun hem de yeni solun sınırlarının doyurucu biçimde çizilmesi gerekiyor. Yazının ilk hedeflerinden biri, bu.Günümüzde solun iki ana kesiminden biri olan geleneksel ...

GRAMSCİ DÜŞÜNCESİ KİMLİK BUNALIMINDA

Antonio Gramsci... 1926 yılında hakkında hüküm verilirken "bu beynin yirmi yıl süreyle çalışmamasını sağlamalıyız" denen İtalyan düşünür. Bunu becerebildiklerini söylemek oldukça güç. Ancak, bu beynin özgürce çalışamadığı da bir gerçek. Gramsci açısından büyük bir talihsizlik. Ne var ki, Gramsci'nin talihsizliği yalnızca fiziki olarak sınırlandırılmasından kaynaklanmıyor. Ölümünden sonra, geriye bıraktığı ürünler hiç rahat bırakılmadı. Bir tür eziklik ve anlaşılır bir komplekse sahip olan batı Marksizmi bu ürünleri, içerdikleri teorik yükün kaldırılabilirliğinin çok ötesinde bir açgözlülükle tüketti. Eski New Left editörü Anderson, ...

PRATİĞİN VE EYLEMİN BİLİNCİNE DOĞRU

Marksist teoride bir bunalımdan söz ediliyor. Kimileri bu durumu işçi hareketinin buhranına, üretici güçlerin gelişimiyle sınıf çelişkilerinin gelişmesi ardındaki bağın kopmasına bağlıyor. Kimileri ise aynı buhranı, Marksist teorinin doğum yerinde, Batıda, teorisyenlerin toplumsal perspektif yaratamama durumuyla karşı karşıya kalmalarına ve işçi sınıfı pratiği ile sosyalist teori arasında gittikçe artan kopuklukla (teori -pratik kopukluğu) açıklamaya çalışıyor. Bunalım, toplumsal gelişimin ortaya çıkardığı birçok önemli soruna Marksist teorinin çözüm getiremediği, toplumsal pratiğin Marksist kavramlarla yeterince açıklanamaz bir duruma geldiği, yine teorinin, en başından ...

TÜRKİYE’DE SİYASET VE İDEOLOJİ ÜZERİNE SESLİ DÜŞÜNCELER

Tarihimize ilişkin anı kitaplarını okur musunuz? Görebildiğim kadarıyla bu tür kitaplarda ortak bir özellik bulunuyor. Geçmişin siyasal kamplaşmalarında belirli bir kesimde ön plana çıkanlar tam tamına karşıt kesimin seçkinlerine yönelik insancıl bir anlama çabası sergiliyorlar. Bu çaba kimi durumlarda aklama girişimlerine de dönüşebiliyor. Anlatılan olaylar ne kadar geride kalmışsa, duyarlılık o kadar artıyor. Yazdıkları anılarda bu tür bir flash-back şövalyeliği sergilemeyen az kişi var. Örnek mi gerekiyor? Abdülhamit, saltanatı boyunca karşısında yer alan Türk aydını için hep “Kızıl Sultan” oldu. ...

SOSYAL DEMOKRASİCİLİK: ESKİ HASTALIK YENİDEN YAŞANACAK MI?

Bu kadar zavallı olmak gerekir miydi? Yaşadığımız yüzyılda zavallı ve aciz olmanın sınırları var. O sınırların ötesine geçmek çok "reel" nedenlerden olanaklı değil. Ancak Türkiye solu bu sınırları zorlama başarısını büyük bir ustalıkla sürdürüyor. Bizim için ne kadar acı!Türkiye solu, bir kez daha zavallılığa mahkum bir döneme sokulmamalı. Öyle başladı, öyle gitmemeli. Bir anlamda işin başında sayılınır; işin başında titizlik ve sabırla dik durmak öğrenilmeli. Yoksa, yanlışlarda ısrar ve beceriksizlilikte inat etmek yüzünden şapka çıkarılır hale gelinecek. Bu Türkiye'de, buna ...

TARİH VE İRADE ÜZERİNE KISA BİR DENEME

Tarihsel birikimin nesnesi olarak bakıldığında insan, yüzyıllardır bir gelişme sürecini yaşıyor. Genel gelişim sürecinin bir parçası, belki de özü olarak insan "düşünmeyi" arıyor, düşünmeyi öğrenmek istiyor: Koşullar oluştukça ya da bu koşulları kendisi yaratabildikçe...Hiç kuşku yok: İnsan, düşünmeyi öğrenmeye yetenekli bir varlık. Düşünce tarihine büyük katkıları olanlar " insan kendinin bilincine varabilen bir varlıktır" diyor. Bir başka deyişle insan, bir inceleme nesnesi olarak önüne kendini koyabiliyor. İnsan neden gerek duymuş buna? Düşünmeyi öğrenme sürecinde adeta bir denek taşı olarak neden ...

EŞİTSİZ GELİŞİM VE SİYASET

"Rusya burjuva devrimini o denli geç tamamladı ki, burjuva devrimini proleter devrimine dönüştürmek zorunda kaldı. Başka türlü söylenirse: Rusya diğer ülkelere göre o denli gecikmişti ki, en azından bazı alanlarda onları aşmak zorundaydı."1.L. Trotskiy; Histoire de la Revolution Rusme 111 Paris 1934 s. 7. Eşitsiz gelişim bundan daha güzel nasıl ifade edilebilir? Olguyu, Rus Devrimi'nin hazırlayıcılığını ve ihanetini birlikte yüklenen, önce önderlik edip, sonra sırt çeviren Trotskiy' den daha güzel anlatmak mümkün mü? Eşitsiz gelişimin bizatihi ürünü, eşitsizliğin en yoğun ...

Sayfa 17 of 17 1 16 17

Hoşgeldiniz!

Aşağıdaki hesabınıza giriş yapın

Kayıt Ol!

Kayıt olmak için aşağıdaki bilgileri eksiksiz doldurun.

*Kullanıcı Sözleşmesi'ni ve Gizlilik Politikası'nı okuduğumu, anladığımı ve kabul ettiğimi beyan ederim. Kullanıcı Sözleşmesi ve Gizlilik Politikası.

Şifrenizi geri alın

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi veya okuyucu adınızı giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Oluştur