Gelenek'in bu sayısında başladığımız "çerçeve metin" ve "değerlendirmeler" modelinin ilk örneklerinden biri de bu yazı. Başlarken, ilk örneğin içerebileceği oturmamışlıklar, olası acemilikler için okuyucudan özür dilemeliyim.Metin Çulhaoğlu'nun çizdiği çerçevedekiMetin Çulhaoğlu "Eşitsiz Gelişme: Bir Tartışma Çerçevesi" dört bölüm makul ve bütünlüklü bir kurgu izliyor. Çalışma eşitsiz gelişme yasasıyla ilgili bir genel tanımla başlıyor, eşitsiz gelişme yasasını kriz dinamikleri ve zayıf halka kavramı bağlamında açımlayarak devam ediyor, Türkiye kapitalizmine yine aynı yasadan hareketle göz attıktan sonra, devrimci siyaset üretimi ve pratiği açısından ...
Metin Çulhaoğlu'nun çerçeve yazısının dile getirdikleri ve çağrıştırdıkları üzerinden, tezler yazmaya, sorular formüle etmeye, bu sorulara yeniden düşünmeye, tartışmaya açık yanıtlar vermeye çalıştım.1. Eşitsiz gelişmenin, kapitalizm öncesi toplumlar için de geçerli evrensel bir olgu ve eğilim olduğunu düşünüyorum. Geliştirilmesi ve derinleştirilmesi gerekiyor. Bugünkü bilgi ve ilgi düzeyimizde eşitsiz gelişmenin yasallıklarını kapitalist üretim biçiminden çıkarabildiğimiz doğrudur. Daha açık ve daha aydınlatıcı olmak üzere, eşitsiz gelişmenin kapitalizmin yalnızca bir özelliği olmayıp, aynı zamanda dinamiği olduğunu ekleyebiliriz.2. Bir başlangıç notu olarak, tarih ve ...
"Eğer yazmam gerekirse, hem de iyi ve ayrıntılı bir şekilde yazmam gerekirse, o zaman benim bildiğimi başkalarının da bildiğinden, en azından bunu benim bildiğim gibi bildiklerinden kuşku duymam gerekir. İşte sırf bu nedenle düşüncelerimi açıklarım. Ancak onların bunu bilmeleri gerektiğini ve bilmelerinin mümkün olduğunu da varsayarım."Ludwig Feuerbach, Geleceğin Felsefesinin İlkeleri, "Hegelci Felsefenin Eleştirisi (1839)", Çeviren, Oğuz Özügül, Ara Yayıncılık, Birinci Baskı, 1991, s. 16 "Feuerbach Üzerine Tezler'in ani parıltılarına yakından bakan her filozof ışıktan irkilir, ama herkes bilir ki, bir ...
GirişMarksizmin hukuka bakışı başlığı teorik incelemelerin çok aşındırılmamış alanlarından birini oluşturmaktadır. Konu, geniş anlamda reel sosyalizm deneyi ile beraber ele alınmayıp, salt daha öznel bir alan olarak Marksizmin yaratıcılarının hukuk anlayışına indirgenirse, gerek yerli ve gerekse yabancı teorik çalışmalarda konunun ne kadar az işlendiği ortaya çıkacaktır. Bunun nedeni, hukukun hiçbir zaman Marx ve Engels tarafından çözümlenmesi gereken başlı başına bir alan olarak ele alınmamış olmasında saklıdır.Hukuk konusunun Marx tarafından "salt hukuk" olarak ele alındığı tek dönem Marx' ın gençlik yılları ...
Kapitalizmin üniversitelerinde Marx’a pek çok değişik sıfat atfediliyor: Sosyolog, filozof, siyaset bilimci, iktisatçı... Marksizmin bu sıfatlardan sadece herhangi biriyle tanımlanabilecek bir düşünürün ürünlerine indirgenemeyeceği onu az da olsa tanıyan herkesin malumudur. Marksizmin akademide nasıl parçalara ayrıldığı bir tarafa, bu sıraladığımız sıfatlarla yapılan tanımlardan en cılızının sonuncusu, yani “iktisatçı Marx” olduğuna dikkat çekelim. Akademi Marx’ı parçalara ayırırken en çok ona iktisatçı kimliği yakıştırmakta zorluk çekmektedir. Bu, Marksizmin diğer alanlarda daha kolay düzen içileştirilebildiği anlamında yorumlanmamalı; Marksizmin felsefesiyle, toplum çözümlemesiyle ve ekonomi ...
Yalnızca dar anlamıyla düşünsel yaşamımızın nereye doğru gittiğini değil, genel olarak siyasetin nasıl yapılandırılmakta olduğunu kavramak için de kitapçılardaki değişimi izlemek yararlı olabilir. Daha geniş mekanlara geçilmesinden, büyük yayın tekellerinin bu sektörü her geçen gün daha etkili bir biçimde denetlemesinden söz etmiyorum. Bu ikincisiyle elbette ilişkili olarak, kitapçı raflarındaki dağılımdaki değişime dikkat çekmek istiyorum. Çocuk kitaplarını bir kenara bırakacak olursak, bundan on yıl öncesiyle karşılaştırıldığında, dört alanda yayınlanan kitaplarda bir patlama yaşanıyor.Kısa geçmek istiyorum, bu nedenle adlandırmalara fazla takılmamalı. Bu ...
Marx’ın bilimsel yönteme katkısı oldukça tartışmalı konuların başında gelir. Her şeyden önce Marx’ın bilimsel bir yöntem geliştirdiği saptamasına karşı çıkan birçok insan vardır. Ütopik sosyalizmden bilimsel sosyalizme geçiş olarak adlandırılan teorik sıçramanın bilimselliği veya bir başka deyişle sosyalizmin önündeki “bilimsel” nitelemesi özellikle burjuva ideolog ve bilim adamları tarafından keyfi bulunur.Aslında bu keyfi nitelemesi “bilim” ve dolayısıyla “bilimsel” sözcüğünden ne anlaşıldığı ile yakından ilgilidir. Burjuvazinin bilim anlayışı ile marksizmin yöntemi arasındaki keskin ayrımlar, burjuvazinin marksizmi bilimsel bir akım olarak kabul etmesini ...
Yalı Mah. Karaağaç Sk. No: 14 Maltepe/İstanbul
posta@marksistmanifesto.com
Marksist Manifesto | Gelenekten Geleceğe