Etiket: Türkiye Solu

DEVRİMCİ DEMOKRASİDEN REFORMİZME EMEK PARTİSİ

Türkiye'de, uzunca bir süredir, sosyalist devrim-demokratik devrim tartışmalarının eski canlılığı kalmadı. Hatta, bu konuda genel bir bıkkınlıktan söz etmek bile mümkün.Bu bıkkınlığın oldukça haklı nedenleri var. SD-DD tartışması, ömrünü doldurmuş ve aşılmıştır. Açıkçası, 21. yüzyılın eşiğinde ve Türkiye'de, bunun aksi şaşırtıcı ve üzücü olurdu.Devrim stratejisi tartışması, tarafların birinin diğerine hak vermesi ile sonuçlanmadı. Dahası, Türkiye solunun önemli bir bölümü demokratik devrim tezlerini savunmaya devam ediyor. Ama zaten, bu tür tartışmalar teorik düzeyde bir çözüme bağlanmaz; önem yitirerek aşılır. Türkiye'de SD-DD ...

HADEP VE AMERİKA’YI YENİDEN KEŞFETMEK

Son genel seçimlerde ismiyle olduğu kadar amblemiyle, kelebekle de anıldı HADEP. Kelebeğin ilk elden çağrıştırdıkları ise kısa ömürlülük ve her çiçeğe konmak. Kısa ömürlülük, fiziksel bir zayıflıktan çok düzenin Kürtlerin siyasal alanda temsiline dönük tahammülsüzlüğünün bir sonucu olacak. Her çiçeğe konmanın bir tür oportünizme delalet ettiğini ise düşünmemek gerek. Karmaşık bir siyasal, toplumsal ve ideolojik zemin üzerinde varolan, bu karmaşıklığın etki alanındaki varlığını işaret etmeli.HADEP'in hikâyesi, doksanlı yıllara sığan kısa bir süredeki yasal Kürt partilerinin hikâyesinin son halkasıdır. HEP'in kuruluşundan ...

DEVRİMCİ DEMOKRASİNİN BUGÜNÜ; YARINI

1996 1 Mayıs'ı, ülke gündeminde sarsıcı bir etki yarattığı gibi, sol içinde de geniş çapta tartışıldı. Kuşkusuz daha uzun yıllar tartışılacak ve alınan tavırlar ayrıştırıcı bir niteliğe sahip olacaktır. Devrimcileri provokatörlükle, CIA ve MİT'le ilişki içinde olmakla suçlayan karşı devrimci hareketi ve bu güçlerin "tecrit" edilmesinden bahseden reformistleri bu tartışmada bir kenara bırakmak gerekiyor. Çünkü tartışma bu noktada sol içi bir gündeme sahip olmaktan çıkıyor. Bu yazının konusunu ise bu ülkenin sol güçleri, solun "devrimci demokrat" kesimi oluşturuyor.Solun ancak mücadelesiyle, ...

“DİRENİŞ” NEREYE?

"Direniş", Türkiye sosyalist hareketi tarihinde stratejik tahlillerin doğruluğu söz konusu olduğunda çokça tartışılan, ancak devrimci kimliği ve mücadeleci yanı nedeniyle saygın bir yer kaplayan Dr. Hikmet Kıvılcımlı'nın siyasi mirasçısı olduğu iddiasıyla yol alan bir hattın yayın organıdır.Direniş ile bugüne kadar bir alıp veremediğimiz olmadı. Hatta kimi etkinlikler bazında ilkeli bir yakınlaşmayı gözettiğimiz söylenebilir. Elbette devrimci sıfatını koruduğu oranda farklı siyasi çevreler arasında kurulmasını ve sürdürülmesini önemsediğimiz, sınıf düşmanımız karşısında örülecek ortak tavır alışlar "Direniş" için de geçerliydi ve geçerlidir. Hemen ...

PARTİLİ SOLDA DURUM SAPTAMASI

Türkiye solu, elbette yasal sol partilerden ibaret değil. Bu ülkede yasal parti formuyla çalışmayan önemli siyasi hareketler var; daha az önemli siyasi hareketler de...Bütünü söz konusu olduğunda sol hareketleri yasal parti olanlar-olmayanlar diye ayırmak da pek mümkün değil. Siyasi hareketler, hedefler ve geliştirdikleri araçların bütünlüğünde değerlendirilebilirler. Nitekim yasal parti olmayan sol hareketler içerisinde, belirgin bir devrimci demokrat çizgiyi öne çıkartan kimileri olmakla birlikte, bir dizi değişik anlayış ve tarz vardır. Bunları aynı kaba koyarak değerlendirmek olanaksızdır.Yasal sol partilerin de, böyle ...

KÖYLÜLÜĞÜ ÖNEMSEMEK Mİ, KÖYLÜ KURNAZLIĞI MI?

Perinçek Aydınlık dergisinde Sosyalist İktidar Partisinin Çark Çekicini beğenmemiş ve bir yazı yazmış.Bu yazı SİP'i eleştiriyor.Bu yazının 16 dipnotu var: SBKP Tarihi (2) Lenin (8) Marx (1) Engels (1) Stalin (4)... Bu yazı güya SİP'i eleştiriyor; eleştiri nesnesinden tek bir kaynak göstermeksizin...Perinçek klasiklere atıfta bununla yetinmiyor; derginin üç sayfaya yakın bölümünü dolduran SİP eleştirisinde iki de kutu açılmış ve bunlardan biri Marx Engels Lenin Stalin ve Mao'nun işçi-köylü ittifakıyla ilgili 10 adet alıntı içeriyor. Yazıdan şunlar anlaşılıyor:İşçi-köylü ittifakı marksizmin abc'sidir ...

“DİNOZOR”LARIN MUHTEŞEM DÖNÜŞÜ

Hangi "ince hesap"la hareket ederlerse etsinler, ipleri sermayenin elinde olan, resmi kurum ve örgütlerce himaye edilen karşı devrimci güçler, 12 Mart 1995 günü saat 21.00 civarında İstanbul Gazi Mahallesi'ne saldırmışlardır.Başka hedeflerle birlikte, bu saldırının, burada oturan ve düzenle bağları iyice zayıflamaya yüz tutmuş yoksul emekçiler, onlarla kaynaşma sürecinde azımsanmayacak bir yol almış olan sosyalist ve devrimci-demokratları gözüne kestirdiği açıktı. Faşist güçler bu saldırının sonuçlarından birisinin genelde ülkemizde ve özelde de Gazi Mahallesi'nde giderek yükselen toplumsal muhalefetin başını çeken sosyalist ve ...

Sayfa 8 of 24 1 7 8 9 24

Hoşgeldiniz!

Aşağıdaki hesabınıza giriş yapın

Kayıt Ol!

Kayıt olmak için aşağıdaki bilgileri eksiksiz doldurun.

*Kullanıcı Sözleşmesi'ni ve Gizlilik Politikası'nı okuduğumu, anladığımı ve kabul ettiğimi beyan ederim. Kullanıcı Sözleşmesi ve Gizlilik Politikası.

Şifrenizi geri alın

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi veya okuyucu adınızı giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Oluştur