Lenin’in Devlet ve Devrim adlı çalışmasını neden yarıda bıraktığını kitabın sonsözünden biliyoruz. Bir devrimi yaşamanın devrimi yazmaktan daha güzel ve yararlı olduğunu söylüyordu İlyiç. Notu düştüğü tarih 30 Kasım 1917.Devrim gerçekleşti, devrimin önderi bıraktığı yerden devam etmedi. Devlet ve Devrim bütü,n tamamlanmış bir kitap olarak okunmaya, değerlendirilmeye başlandı.Bütünlüğünden kuşku duyulmayabilir ancak tamamlandığı söylenemez.Devlet ve Devrim’in, Ekim Devrimi’nden sonra tamamlanabileceği de söylenemez.Lenin tam bir yıl sonra bir başka çalışmasını daha, benzer bir not ile noktaladı:“Yukarıdaki satırlar 9 Kasım 1918’de yazıldı. Aynı ...
Sosyalizm Programı ilk olarak 1992 başında, Sosyalist Türkiye Partisi’nin kuruluşundan yaklaşık 11 ay önce bir taslak metin olarak yayınlanarak sol kamuoyunda tartışmaya açıldı. Aradan geçen yaklaşık 14 yıl boyunca bir dizi tashih geçirdi, önemli ekler ve çıkarmalar yapıldı. Ama temel sistematiği, metodolojisi değişmedi. Programımızın karakteristik özelliklerini bazı tezlerden izleyebiliriz.Bunlardan biri, bugünkü siyasal mücadelenin, başka herhangi bir hedefi değil, ama doğrudan sosyalizmi programlaştırması gereğidir. Programda bu açıdan herhangi bir bulaşıklık bulunmamasını kuşkusuz “sosyalist devrimciliğe” ve “iktidar perspektifi”ne borçluyuz.“Devletli” bir programSosyalizmde devlet ...
Marx ve Engels siyasal iktidarın fethinden sonra izlenecek yol üzerine pek az yazdılar. İlginçtir, Lenin'in de bu konu hakkında uzun uzadıya yazdığı söylenemez.Böylece, buna benzer bir tartışmanın merkezinde durmasını bekleyeceğimiz devlet konusunun da üzerinde durulmamış oldu.Ustaları takip eden dönemlerde de, marksist çevreler, kapitalizm koşullarında devlet üzerinde hayli dursalar da, siyasal iktidarın işçi sınıfı tarafından ele geçirilmesinden sonraki devlet yapısı veya daha genel anlamda devlet meselesi üzerine, özellikle ilk başlıkla kıyaslarsak pek az tartıştılar. Konu, Sovyetler Birliği ve reel sosyalizm bağlamında ...
“Komünizm amacı, kapitalizmin doğasından ve gelişmesinden değil, insanın doğası ve geleceği ile ilgili felsefi-ideolojik argümanlardan kaynaklanır.” (Eric Hobsbawm)Gelenek’in bundan önceki son iki sayısında, bir “çerçeve” yazısı temelinde eleştiri/tartışma yazıları yayımlandı.Gelenek Yayın Kurulu TKP’nin siyasi büro üyelerinden oluşuyor. 2005 başında kurula Gelenek dergisi için bir “taslak plan” sunuldu. Buna göre, derginin Temmuz’da çıkması öngörülen 85. sayısındaki dosya konusu “Marksizm ‘devlet’i nasıl sönümlendirecek?” olacak, “Komünizme geçişte devlet” başlıklı çerçeve yazısı Haluk Yurtsever tarafından yazılacak, Erkin Özalp ile Mehmet Kuzulugil de bu metin ...
GirişMarksistler açısından devlet sorunsalı, devletin hangi gelişme ve nedenlerin sonucu olarak ortaya çıktığı, modern toplumda hangi ihtiyaç ve işlevleri karşıladığı, hangi koşul ve ilerlemelerle sönebileceği ve siyasal devrim ve toplumsal kurtuluş hedefleri bağlamında devlete nasıl yaklaşılacağı sorularında odaklaşmaktadır.Devlet hem son derece somut, elle tutulur maddi bir olgu, hem de son derece soyut ve yapıntı (fiktif) bir kavramdır. Bu ikili karakteri devleti teori ve siyaset alanının karmaşık bir sorunu haline getiriyor.Farklı tanım ve kavramlardan hareket eden onlarca devlet teorisi var. Çıkışından ...
Haluk Yurtsever’in hem toparlayıcılık özelliğini taşıyan hem de kışkırtıcı tezler içeren çerçeve yazısı, serbest bir tartışmaya olanak sağlıyor. Bu olanaktan yararlanarak, marksizmin devletle ilgili tüm temel yaklaşımlarını yeniden aktarma/hatırlatma gereğini duymadan, konuya ilişkin kimi açılımlar geliştirmeye çalışacağım.Ama öncelikle birkaç hatırlatma notu...Devlet, bir baskı aygıtıdır... Devletin ortaya çıkışı, toplumun sınıflara bölünmesinin bir ürünüdür.Sınıfsal ayrışmaların ortaya çıkabilmesi için, bazılarının çalışmadan yaşamasını sağlayabilecek miktarda “artı ürün”ün üretilebilir olması gerekir. Kuşkusuz, artı ürün elde etme olanağının ortaya çıkması, doğrudan doğruya sınıfsal ayrışmalara yol açmak ...
HALUK YURTSEVER\'İN YAZISI ÜZERİNE
Dünya kapitalizminin genel yönelimi ve Türkiye’deki güncel gelişmeler, sosyalizmin “eski” bir sorununu yeni bağlamı içinde ele almayı gerektiriyor.Kapitalizmin 70’li yıllarda gündeme gelen, 80’li yıllarda belirgin bir yönelim ve 90’lı yıllarda da toplu bir taarruz niteliği kazanan “yeniden yapılanma” sürecinin temel çizgileri artık belirgindir.Devletin sermaye birikimine ve sermayenin dünya pazarı üzerindeki hareketine yön verdiği, kurallar ve kimi zaman sınırlar koyarak sermayenin kendiliğinden hareketinin yol açacağı toplumsal bakımdan yıkıcı sonuçları “sosyal devlet”le, “ulusal kalkınmacılık”la dengelediği dönem kapanmıştır. Artık sermayenin hareketini sınırlayan kural ...
Yalı Mah. Karaağaç Sk. No: 14 Maltepe/İstanbul
posta@marksistmanifesto.com
Marksist Manifesto | Gelenekten Geleceğe