TÜBİTAK’ın (Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumu) Popüler Bilim Kitapları dizisinden, AKP’nin bu kuruma yeni yöneticiler atamasından bu yana, çok az yeni kitap çıktı. Tükenen kitapların yeni baskılarını yapmak konusunda da acele edilmiyor. Bilim ve Teknik dergisinin Ocak 2007 sayısındaki listeye göre baskısı tükenmiş olan kitaplar arasında şunlar da var: Hayatın Kökleri, Gen Bencildir, Evrenin Kısa Tarihi, Modern İnsanın Kökeni, Galileo’nun Buyruğu (ciltsiz baskı), Kör Saatçi (ciltsiz baskı), Tüfek Mikrop ve Çelik Evrim ve Tuhaf Bu DNA’lılar. Evrimle ilgili kitapların ...
Olur da, olmaz da; yahut, hem olur hem olmaz. Bizim halklarımızın haklı olarak sahiplenmede paylaşamadıkları büyük bilge Nasrettin Hoca’nın, çatışan tarafları dinledikten sonra, birine dönüp “sen haklısın”, öbürüne dönüp “sen de haklısın” demesine benzedi biraz. Dolayısıyla, bu kez, yazıya başlarken sorduğumuz soruya ne kestirme ne de kesin bir yanıt bulamadığımıza göre, asıl konuya girmeden önce bu duruma ilişkin üç beş söz etmekte yarar var.Çürüme konusunda dört başı bayındır, öteki bağlantılarından az çok bağımsız olarak kendine özgü bir iç tutarlılığı ve ...
Kemal Özer’le 1976-86 yıllarında güçlü bir dostluk ilişkisi kurduğu Fahri Erdinç’le mektuplaşmaları“Bulgaristan Mektupları” başlıklı bir kitapta toplanan bu mektuplar bu ay (Ekim) Nâzım Kitaplığı tarafından yayımlanacak. Kitapta yer alan özyaşam öyküsüne göre, 1917 doğumlu Fahri Erdinç, Türkiye’de öğretmenlik yaptı, bir dönem tiyatro öğrenimi gördü, öykü yazarlığına başladı, birkaç ay cezaevinde kaldı ve 1949 yılında iki arkadaşıyla birlikte Bulgaristan’a göç etti. Bulgaristan Halk Cumhuriyeti tarafından politik göçmenliğe kabul edilen Erdinç, 1957’de Türkiye Komünist Partisi’nin (TKP) yurtdışındaki yetkilileriyle temas kurduktan sonra, 1958 ...
Gülmek ya da “karın kaslarımızı harekete geçirmek”, Brecht’e göre “meseleleri anlamanın” en etkili biçimi. Ancak söz konusu kasları harekete geçiren “şeyler”in o kadar geniş bir ıskalası var ki, ayrımları belirlemek epey zor gibi. Birkaç yıl önce, “şimdi” diyerek girmeye çalışmıştık meseleye. Hadi şimdi, bir daha bakalım öyleyse:İnat 3, Yeryüzü Mizahı, Tohum Yayınları, Ocak 2005. Bir grup sözcüğü dizelim: Şaka (latife), alay, eğlenme, istihza, kinaye, gırgır, şamata, sululuk, dalga, saraka, ti’ye alma, makaraya alma, maytap geçme, nükte, espri, matraklık, muziplik, hinlik, ...
“Çürüme”, uzunca bir süredir, sağcısıyla solcusuyla, her meşrepten yazarın ve siyasetçinin, hatta neredeyse orada burada “memleket meseleleri”ni konuşmaya meraklı yurttaşların bol bol kullandığı bir sözcük oldu. Üstelik, insanlık kalmadı, ahlak çöktü, bu memleket adam olmaz türünden her yana çekilebilir konuşmaların konusu olmanın ötesinde, bizim burada doğrusu budur diye öne çıkaracağımız anlamına çok da uzak sayılmayacak bir bağlamda kullanılabiliyor.Bunun, bir sürü farklı algılama ve yorumlamayla bağlantılı olsa bile,bir nesnelliğin varlığını gösterdiğini; ayrıca, kimsenin de işaret edilen, değinilen, hararetle tartışılan durumu pek ...
Yalı Mah. Karaağaç Sk. No: 14 Maltepe/İstanbul
posta@marksistmanifesto.com
Marksist Manifesto | Gelenekten Geleceğe