Etiket: Kültür / Sanat / Bilim / Çevre

KOMÜNİST NAZIM ARAMIZDA

Bu topraklarda savaşan devrimcilerin büyük bir şansı var: Bu topraklar çağdaş şiirin en önemli doruklarından birini bağrında yaşatmış, yüzyılımızın en büyük şairine Nazım Hikmet'e "memleket" olmuştur.Nazım bugün burjuva medyasının ve onun sanatçı bozuntularının iddia ettiği gibi melonkolik bir aşk şairi değildir, hiçbir zaman da olmadı. Nazım kemalizmin mahkemelerinde yargılanırken ne olduğunu, ne yaptığını ve neyi hedeflediğini burjuvazinin suratına haykırmıştır:"Ben komünistim bu muhakkaktır. Komünist şairim ve daha esaslı bir komünist olmaya çalışıyorum!"Garbaçov rüzgârlarını arkasına alıp pupa yelken düzene iltihak eden ve ...

EKİM’İN MERCEĞİNDE AYDINLAR SOSYALİZM VE PARTİ

 "....Geleceğin komünistlerin olduğunu engin bir ürküntüyle, bu bunaltıyla kabul etmiştim. -Ah ne yazık!- Demek pek de yanılmamışım... Onların kaba elleri, gönlümde apayrı bir yeri olan güzelim mermer heykellerin hepsini kırıp dökecek; onlar sanatın şairin öylesine tutkun olduğu fantastik oyuncaklarını ve oyun araçlarını paramparça edecekler; benim defne korularımı yerle bir edip, yerine patates ekecekler..." Aktaran, SSCB Sanat Tarihi Enstitüsü, Sosyalizm ve Kültür, Konuk Yayınları, Ağustos 1978, s. 10 Yukarıdaki alıntıyı sıradan bir anti-komünist değerlendirme olmaktan çıkaran şey, kuşkusuz sahibi, Marx'ın arkadaşlığını ...

SOSYALİST HAREKET VE AYDINLAR -I-

İsa'nın doğumu tarihçilerin insan uygarlığının katettiği mesafeyi tanımlarken bir ayrım noktası koymalarını sağladı ve tarih bu ayrım noktası ölçüt alınarak iki parçaya bölündü: Milattan Önce, Milattan Sonra. Başka bir ifadeyle İsa'dan Önce, İsa'dan Sonra.Milat öncesi insanlığın kanlı ve karanlık yıllarını ifade eder. Milat sonrası iyiye, güzele, doğruya ve haklıya doğru atılan adımların sayılabilir hale geldiği bir dönemi ayrıştırmak için kullanılır.Bu yazıya başlangıç olarak seçilen cümlelerin bunlar olması şaşırtıcı gelebilir. Bunun bir önemi yok. İnsan uygarlığının miladını İsa'nın doğduğu tarihe mal ...

KİESLOWSKi BİR SİNEMA DEHASI MI?

Polonyalı yönetmen Kieslowski son günlerde en çok konuşulan sinemacılardan biri haline geldi. Yönetmenin daha önce çevirdiği "Öldürme Üzerine Kısa Bir Film" ile "Aşk Üzerine Kısa Bir Film" ülkemizde uzun süre gösterimde kalmıştı. Ancak son filmleri "Üç Renk" üçlemesi sinemalarda ve televizyonda aynı dönemde gösterilince sinemacının ünü oldukça arttı. Bu filmler son yıllarda yapılan en başarılı sanat filmleri olarak kabul görüyor. Bu anlamda Kieslowski de bir sinema dehası sayılıyor.Ticari filmlerin yadsınamayan baskınlığının olduğu şu dönemde akla ister istemez bu filmlerin neden ...

ESKİ TAS ESKİ HAMAM: “YENİ HAYAT”

Türkiye'de 80'lerin ilk yarısı darbenin sunduğu "dikensiz gül bahçesinde" burjuvazinin ideolojik hegemonyasını yeniden tahkimiyle geçti. Bu tahkimat 80'lerin ikinci yarısından itibaren burjuva ideolojisinin toplumun her kesimine uzanmasıyla somutlandı. "Yükselen değerler" adı altında "bireycilik" tüketim ideolojisi esnafından sanatçısına her kesimi etkisi altına aldı. Bir özel alan olarak romanın ve roman yazıcısının gerileyişini de bu çerçeve içinden değerlendirmek gerekiyor...Romana geçmeden önce, 70'lere kısaca göz atmak ve iki dönemin farklılığını ortaya koymak yararlı olacaktır. 70'lerin ideolojik motifleri olarak sayabileceğimiz haksızlığa karşı mücadele, paylaşım, ...

BU MEMLEKET “BİZ”İM

Bu memlekette, "Bu memleket bizim" demek zor iş. Sadece sahiplenilen memleket şimdilik burjuvazinin iktidarında olduğu ve bu düzenin uzlaşmaz karşıtlıkları sınıfı ve öncüsünü kavgaya çağırdığı için değil; onu sahiplenen "biz"den olma iradesini göstermek de zor olduğu için... Birinci zorluk sınıf mücadelesinin nesnelliğinden kaynaklanıyor ve sosyalistler dün olduğu gibi bugün de kavga davetine yalnızca "kabulümüzdür" diye yanıt veriyorlar. İkincisiyse daha öznel bir zorluk. Bu yazının konusu olan aydınlar açısından, özellikle ikinci zorluk önem taşıyor...Politik seslenişinin bulacağı yanıtları kontrollü bir şekilde geliştirebilmek ...

KÜLTÜR VE POLİTİKA

Bu sunuşu geçtiğimiz Nisan ayında gerçekleştirmiştim. İnsancıl dergisi yöneticisi arkadaşlarımın sunuşların dergide yayınlamak üzere yazılı hale getirilmesi isteklerini en başından biliyor olmama rağmen sunuşun ertesinde sıcağı sıcağına metni hazırlamayı ihmal ettim. Yoğunluk nedeniyle bu fırsatı ancak Eylül'ün ikinci yansında bulabildim. Elimdeki notlardan ve hafızamda kalan argümanlardan ortaya yukarıdaki metni çıkartabildim. İnsancıl dergisi yöneticileri ve okuyucularından, Nisan ayı sunuşu ile Eylül ayı metni arasında varolacak kaçınılmaz farklılıklardan dolayı özür diliyonım. Ancak sunuşu izleyenlerin de doğrulayacağı gibi bu farklılıklar, argümanların özüne ilişkin ...

Sayfa 8 of 11 1 7 8 9 11

Hoşgeldiniz!

Aşağıdaki hesabınıza giriş yapın

Kayıt Ol!

Kayıt olmak için aşağıdaki bilgileri eksiksiz doldurun.

*Kullanıcı Sözleşmesi'ni ve Gizlilik Politikası'nı okuduğumu, anladığımı ve kabul ettiğimi beyan ederim. Kullanıcı Sözleşmesi ve Gizlilik Politikası.

Şifrenizi geri alın

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi veya okuyucu adınızı giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Oluştur