Gelenek Sayı 39

“MİLLİYETÇİ ŞAHLANIŞIN” DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ

Türk milliyetçiliğinin kişiliksiz yapısına sevinmek mi gerek?Faşist hareketin "kan kusturup" karşılığında "kan kustuğu" dönemlerdeki eğreti "milliyetçi kabarma"yı bir kenara bırakırsak, 60'lar sonrasında yaşanan tüm gündemlerde milliyetçilik bu ülkede korkak, entrikacı ve kaypak olmuştur.Milliyetçiliğin devlet eliyle beslenip kontrol edildiği onlarca ülke vardır. Ama devletin milliyetçilik tansiyonunu gün gün, saat saat belirlediği ve onu tam anlamıyla kendisine tâbi kıldığı Türkiye'den başka nerede görülmüştür?Bulgaristan'dan göç sırasında, Azerbaycan olaylarında, hatta Kürt ulusal kurtuluş hareketine karşı geliştirilen şoven tepkilerde nasıl bir milliyetçikle karşılaştınız?Son dönem futbol maçlarında 3-5 lümpen amigonun önderliğinde PKK ile anlamlı bir mücadele tarzı geliştirilerek 30-40 bin kişi hep bir ağızdan bir siyasal...

DİKKAT: KAPİTALİZM SAĞLIĞA ZARARLIDIR!

Kapitalizm tarih kitaplarına insanlığın bir buruk dönemi olarak geçtiğinde, kapitalizmi canlandıracak bir tabloyu nasıl resmederdik, diye düşünüyorum. Ya da bir tiyatro sahnesine nasıl yerleştirirdik? Önce kocaman bir afiş, "Her şey alınır satılır, fiyatı olan her şey üretilir." Sahnenin ortasına kocaman bir makine, geniş bir üretim bandı. Bu üretim bandı makinenin bir ucundan çıkıp, diğer bir ucundan tekrar makineye giriyor. Yardımcı aktör, çalışan insanlık, üretim ucunda kendini koyuyor bandın üstüne, parça parça tükeniyor. Tüketim ucunda bandın üstünde ne ararsanız var, arabalar, saatler, insanlar, yaşamınız, eğlenceniz, bir kahkaha, gözyaşları, evlilik cüzdanları, umutlarınız, bir melodi, piyango biletleriniz, sağlığınız! Her şey metalaşmış, makine giderek...

DAHA ÖZENLİ, DAHA EFENDİCE: K. KALYON’A YANIT

Emek yazarı Kenan Kalyon, Gelenek'in geçen sayısında yer verilen ve Sosyalizm Programı hakkında kendisine yönelttiğimiz sorulara yanıt olarak gönderdiği yazının kimi eksiklikler taşıdığını, kendisi de belirtiyor. Ama açıkçası ben bunun ötesinde ciddi başka sorunlar görüyorum.Saptadığım sorunlar nedeniyle de burada yalnızca eleştirileri yanıtlamakla yetinmem mümkün değil; kısa da olsa aşağıdaki satırları bir karşı-eleştiri olarak okumak gerekli.Hemen iki saptamada bulunmak istiyorum:Kalyon'un eleştirileri inanılmaz derecede soyut ve özneldir. Öyle ki yazarın her cümlesinin aslında "bana öyle geliyor ki" deyimiyle başlaması daha yerinde olacaktır.Kalyon'un eleştirilerinin bu nitelikleri, program hazırlayıcılarını "yukarı tükürsek bıyık, aşağı tükürsek sakal" açmazına sürüklemeye çalışmaktadır.Bunları açmaya çalışacağım. Ama önce Kalyon'un "giriş"...

BİR SİLKİNİŞİN İLK ADIMLARINI ATARKEN…

Önümüzdeki dönemde, sosyalist ideoloji ve dolayısıyla sosyalist hareketin de şekillenmesine damgasını vuracak ne tür temel ideolojik motiflerle karşılaşacağız? 60'lı yıllarda yaşanana benzer biçimde, mevcut tüm sorunların gerek sağ gerekse sol tarafından algılanışını belirleyen ya da en azından önemli oranlarda etkileyen, bir prizma olarak iş gören başat bir ideolojik motif çıkacak mı? Yoksa, sınıfsal ayrışmalara koşut olarak ideolojik motiflerde de ciddi farklılaşmalar beklenebilir mi?Rahatlıkla uzatılabilecek olan bu listedeki sorular, sosyalist hareketin geleceği ile ilgilenen herkes tarafından önemsenmek durumunda. Verilecek yanıtlar, marksizm-leninizmin Türkiye toprağında yeniden üretimine ilişkin önemli sonuçları da içerecektir. Ancak, şimdilik daha çok bizim gündemimizde yer işgal eden bu sorulardan...

KERTENKELENİN KUYRUĞU

Son bir kaç yıldır, kapitalist sistemin içinde bulunduğu bunalımın derinleştiğini gösteren bir dizi ekonomik veriye rağmen, bunun "sol"un hanesine bir artı olarak geçmediği bir dönem yaşanmakta. Bunun başlıca nedeni reel sosyalist sistemin yaşadığı çözülüş ve sözü edilen bunalımın siyasi sonuçlarının gözlenememesi. Tabii ki bu iki sonuç birbiriyle oldukça ilişkili. Kapitalist ekonominin, problemli bir döneminde, sosyalist sistemin ortadan kalkmış olması, bunalımın "sol" bir çıkışa yönelmesini engellemektedir. Şu anda gözlenen, ekonomik tıkanıklığına rağmen "sağ"ın siyasi alanda daha da küstahlaştığıdır."Sosyal devlet" anlayışının terk edildiği, gelir dağılımının bozulduğu, piyasanın alabildiğine yüceltildiği bir dönemdir bu. Yeni Sağ'ın yükselişi adıyla da anılan bu dönem, Amerika'da Reagan...

SOSYALİST PARTİ’NİN “YOK”U… HELVACIOĞLU’NA YANIT

Siyasi mücadelenin kuralı böyle işliyor: Eğriliklere bakıp doğruluklar test ediliyor. Toyluklara bakıp doğruluklar test ediliyor. Toyluklara bakıp üzülünüyor. Cahilliklere bakıp gülünüyor...Sosyalist Parti'nin (SP) yayın organı Teori dergisinin Şubat ayında yayınlanan 26. sayısında Ender Helvacıoğlu'nun Sosyalizm Programı ile ilgili eleştiri yazısını "bu duygu ve düşüncelerle" okuduk. Helvacıoğlu, Sosyalizm Programı'nı "Avrupamerkezci üretici güçler teorisini savunmakla", "emperyalizm çağının temel özelliklerini kavrayamamakla", "ezen-ezilen ulus ayrımını ve anti-emperyalizm kavramını reddetmekle", "köylüye düşman olmakla", "çeşitli burjuva kesimleri arasında ayrım yapmamakla", "aşırı bir Troçkizme batmakla" eleştiriyor.Tüm diğerlerindeki anlayış kısırlığı bir yana, "çeşitli burjuva kesimleri arasında ayrım yapmama" eleştirisi üzerinde durmak gerekiyor. Eleştiri demetinin "yumuşak karnı" burası çünkü.Sosyalistlik...

Hoşgeldiniz!

Aşağıdaki hesabınıza giriş yapın

Kayıt Ol!

Kayıt olmak için aşağıdaki bilgileri eksiksiz doldurun.

*Kullanıcı Sözleşmesi'ni ve Gizlilik Politikası'nı okuduğumu, anladığımı ve kabul ettiğimi beyan ederim. Kullanıcı Sözleşmesi ve Gizlilik Politikası.

Şifrenizi geri alın

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi veya okuyucu adınızı giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Oluştur