*Bu yazı İngiltere'de Devrimci Komünist Grup (RCG) tarafından yayınlanan Fight Racism Fight Imperialism adlı yayın organının Nisan-Mayıs 1996 sayısında yer almıştır. "Gerçek" işçi sınıfının sendikal hareket içinde örgütlü bulunanlar olduğu yönündeki görüş, sosyalist işçilerin partisi SWP ve Sosyalist İşçi Partisi (SLP) tarafından da sahiplenilen hakim sol anlayışı oluşturuyor. Bu partilerin stratejisi, sendika kollarının toplantılarına, konferanslarına vb. katılarak sendikal hareket içinde çalışmak. Çoğunlukla grevler, işçi sınıfı mücadelesinin yükselişi olarak tarif ediliyor. Beş yıl önce kelle vergisine, ya da bugün Mülteci Kanunu'na karşı verilen mücadeleler de, sendikaları siyasal kampanyaların merkezi haline getirmeyi hedefliyor.Ancak bu konumlanış, son 15 yıl içinde sendikal hareketin geçirdiği...
güneşe dönük yüzüm benim geleceğim geleneğeBürodaki eşyalarımı topluyor, kutuluyorum. Akademik yaşamım son buluyor. Üniversitedeki yıllarım masanın üstünde, çekmecelerinde biriktirdiği kâğıtlar, dosyalar arasından elime her sızanı okumaktan kendimi alıkoyamıyorum. Ne de olsa tüm bu bitirilmemiş -bazen de başlanmamış- yazılarda kendi tarihim var. Yine dayanamayıp, bu yazılardan birinin de sonunu bağlıyorum, geçmişin tozu ve geleceğin tohumu arasında:...kaderin hoş bir cilvesi olmaktan çok, benzer sınıfsal orijinlerimiz nedenli bir rastlantı ile 'Türkiye'li aydın' üzerine roman biçiminde yazınsal ürünler veren Oğuz Atay ile aynı üniversitelerde öğrencilik ve ardından da akademisyenlik yaptık; o, 60 ve 70'lerin, bense 80 ve 90'ların insanı olarak.Onu -Oğuz Atay'ı diyorum-Tutunamayanlar adlı...
Başlamadan bir noktayı açıklığa kavuşturmakta yarar olacak. Uzun bir süredir yayınlarımızda ÖDP'ye ilişkin oldukça sert eleştiriler yeralıyor. İster tasvip edilsin ister edilmesin, söz konusu eleştirilerimizin -zaman zaman iğneli bir üslupla yazılmasına rağmen- herhangi bir çarpıtma veya manipülasyonu içermediğini düzenli ve özenli okurlarımız teslim edeceklerdir. Bize göre siyasal eleştiri bir siyasal sonucu hedeflemeli ve bir müdahale olarak ele alınmalı. Bu nedenle eleştiri nesnesinin okuyucuya sunumunda, söz konusu nesnenin vulgarize edilmesine ve algılanmasında yanılsamaya yol açacak kestirme kodlamalara hiç başvurmadık.Gelenek, geçtiğimiz Kasım ayında onuncu yılına girdi. Bu on yıllık yayın hayatında belki de onlarca sol içi polemik yazısına sayfalarında yer verdi. Bunların...
Türkiye'de, uzunca bir süredir, sosyalist devrim-demokratik devrim tartışmalarının eski canlılığı kalmadı. Hatta, bu konuda genel bir bıkkınlıktan söz etmek bile mümkün.Bu bıkkınlığın oldukça haklı nedenleri var. SD-DD tartışması, ömrünü doldurmuş ve aşılmıştır. Açıkçası, 21. yüzyılın eşiğinde ve Türkiye'de, bunun aksi şaşırtıcı ve üzücü olurdu.Devrim stratejisi tartışması, tarafların birinin diğerine hak vermesi ile sonuçlanmadı. Dahası, Türkiye solunun önemli bir bölümü demokratik devrim tezlerini savunmaya devam ediyor. Ama zaten, bu tür tartışmalar teorik düzeyde bir çözüme bağlanmaz; önem yitirerek aşılır. Türkiye'de SD-DD tartışmasının aşılmasını sağlayan, işçi sınıfı sosyalizmi ile reformizm ve devrimci demokrasi arasındaki ayrışma sürecinin büyük oranda tamamlanması olmuştur.'80'li yıllara kadar,...
Son genel seçimlerde ismiyle olduğu kadar amblemiyle, kelebekle de anıldı HADEP. Kelebeğin ilk elden çağrıştırdıkları ise kısa ömürlülük ve her çiçeğe konmak. Kısa ömürlülük, fiziksel bir zayıflıktan çok düzenin Kürtlerin siyasal alanda temsiline dönük tahammülsüzlüğünün bir sonucu olacak. Her çiçeğe konmanın bir tür oportünizme delalet ettiğini ise düşünmemek gerek. Karmaşık bir siyasal, toplumsal ve ideolojik zemin üzerinde varolan, bu karmaşıklığın etki alanındaki varlığını işaret etmeli.HADEP'in hikâyesi, doksanlı yıllara sığan kısa bir süredeki yasal Kürt partilerinin hikâyesinin son halkasıdır. HEP'in kuruluşundan bugüne dek geçen süre içerisinde Kürt hareketinin yasal alandaki varlığı, zorlu ve her ne kadar aynı çizgi üzerinde yol alsa...
"Direniş", Türkiye sosyalist hareketi tarihinde stratejik tahlillerin doğruluğu söz konusu olduğunda çokça tartışılan, ancak devrimci kimliği ve mücadeleci yanı nedeniyle saygın bir yer kaplayan Dr. Hikmet Kıvılcımlı'nın siyasi mirasçısı olduğu iddiasıyla yol alan bir hattın yayın organıdır.Direniş ile bugüne kadar bir alıp veremediğimiz olmadı. Hatta kimi etkinlikler bazında ilkeli bir yakınlaşmayı gözettiğimiz söylenebilir. Elbette devrimci sıfatını koruduğu oranda farklı siyasi çevreler arasında kurulmasını ve sürdürülmesini önemsediğimiz, sınıf düşmanımız karşısında örülecek ortak tavır alışlar "Direniş" için de geçerliydi ve geçerlidir. Hemen belirtelim. Ortak tavır alıştan kastımız siyasi-ideolojik bir örtüşmeden çok, Türkiye solunun farklı öbeklerinin kritik dönemeçlerde güçlerini bir araya getirebilmesine dayalı...
Yalı Mah. Karaağaç Sk. No: 14 Maltepe/İstanbul
posta@marksistmanifesto.com
Marksist Manifesto | Gelenekten Geleceğe