REEL SOSYALİZM ULUSAL SORUNU ÇÖZMÜŞTÜ...
1994 Türkiye için oldukça hareketli bir yıl oldu. Burjuvazinin 1993 yılında boy gösteren krizi geçtiğimiz yıl içinde son derece önemli yeni boyutlar kazandı. Bu çalışmada Gelenek'te altına kişisel imzalar konulan çalışmalar yayınlıyoruz. Ancak bu çalışmaların büyük çoğunluğu kitap dizimize bir özellik kazandırdı. Gelenek'te aslında kollektif bir üretimin sonuçlarına belirli yazarlar imzalarını koyuyor. Kollektif bir mücadeleye endekslenmiş ideolojik ve siyasi üretimin varlığı bu çalışmalara yazarlarının kişiliklerini aşan bir kimlik kazandırıyor. Bu genel tarzımız. Okumakta olduğunuz bu yazıda ise kendi payıma üretimin...
Türkiye'de geçtiğimiz yıl artık burjuvazinin de pembe tablolar çizmeye gücü ve yüzü kalmadı. Bu ülkede siyasal-toplumsal yorum için her ağzını açan söze bir krize değinerek başlıyor. Kriz, çoğunlukla bileşenlerinden bir tanesine, Kürt sorununa indirgenerek açıklansa da varlığı genel kabul gören bir olgu haline gelmiştir. Bu yazı da sözü edilen genel kabulü paylaşıyor. Ancak burada mevcut tartışmalara bir katkı çabası olarak iki kanaldan yol almaya çalışacağım. Birincisi, krizin bileşenlerine ilişkin yanılsamaları yoket-meye çalışmak olacak. İkincisi ise krizin sosyalistler tarafından nasıl ele...
Gelenek epeyce uzun bir süredir "Türkiye'nin en eski Marksist teorik yayın organı" sıfatına sahip. Gelenek kitap dizisinin 1986 Kasım ayında yayına başladığı ve ortada topu topu yedi yıllık bir süre olduğu düşünülürse, bu sıfatın bizim performansımızla mı yoksa Türkiye marksist hareketinin genel verimsizliğinden mi elde edildiği sorusu meşru bir soru olarak akıllara gelecektir.Evet, bu meşru bir sorudur. Ancak tek yönlü bir yanıt açıkçası Gelenek'in önemli basamaklarından birini oluşturduğu bir gelişimin bütününe yönelik haksızlık olacaktır.Nedir Gelenek'in parçası olduğu bütünsel gelişim? Bu...
Gelenek sayfalarında sosyalist bireyden, aydın olarak bireyin rolünden, sosyalist aydının mücadeleci kimliğinden çok söz edildi. Dönüp geriye, yazdıklarımıza baktığımda benim en önemsediğim nokta şu oluyor: Gelenek sayfalarında bu konu, soyut bir devrimci etik ya da yine soyut bir komünist kişilik tarifi elde etme muradıyla hiç ama hiç yapılmadı. Gelenek'te bu başlık altında yaklaşımlar geliştirildiğinde baskın olan özellik bir devrimci etiğin ve komünist kişiliğin inşası çabası, bu çabaya içkin bir dinamizm olmuştur.Ve bugün "sosyalist birey" tekrar ele alındığında eskiden yazılanlardan çok,...
Gelenek'in bu sayısında değişik ülkelerden düzensiz olarak elimize ulaşan bir kaç belgeyi okuyacaksınız. Düzensizlik bu belgelerin elimize ulaşma biçiminden öte uluslararası komünist hareket açısından taşıdıkları önemle de ilişkili bir niteleme. Söz konusu metinlerin tümü, bizim deyimimizle geleneksel solun dışında -çoğunluğu Maocu- geçmişlere sahip hareketlere ait. Bu yazı Gelenek'in, bugünün Türkiyesi'nde temsil ettiği uluslararası hattın bakış açısından, söz konusu yazılara yönelik bir "kılavuz" işlevi görmesi amacıyla da kaleme alındı.Bu makaleyi hazırlarken, iki yıl önce Gelenek'in 30. sayısında yayınlanmış bir çalışmama geri...
Emek yazarı Kenan Kalyon, Gelenek'in geçen sayısında yer verilen ve Sosyalizm Programı hakkında kendisine yönelttiğimiz sorulara yanıt olarak gönderdiği yazının kimi eksiklikler taşıdığını, kendisi de belirtiyor. Ama açıkçası ben bunun ötesinde ciddi başka sorunlar görüyorum.Saptadığım sorunlar nedeniyle de burada yalnızca eleştirileri yanıtlamakla yetinmem mümkün değil; kısa da olsa aşağıdaki satırları bir karşı-eleştiri olarak okumak gerekli.Hemen iki saptamada bulunmak istiyorum:Kalyon'un eleştirileri inanılmaz derecede soyut ve özneldir. Öyle ki yazarın her cümlesinin aslında "bana öyle geliyor ki" deyimiyle başlaması daha yerinde olacaktır.Kalyon'un...
Bu yazı iki ay kadar önce Dünya yayınları tarafından basılarak geniş bir dağıtımı yapılan Sosyalizm Programı'nın (Taslak) kimi yönlerine ek açıklıklar getirmeyi amaçlıyor. Hazırlanmasına katkıda bulunanlardan biri olarak, Program metninin kendisini anlatma gücüne sahip olduğuna inanıyorum. Dolayısıyla söz konusu olan, metindeki önermelerin açımlanması değil.Yine bu kısa yazıda amacım, dile getirilmiş ya da muhtemel eleştirilere yanıtlar sunmak da olmayacak. Bunların dışında Sosyalizm Programı'na kendimce bir okuma kılavuzu hazırlamayı denedim. Programa zemin oluşturan anlayış, genel ve özel perspektiflerin evrensel ya da konjonktürel...
Reel sosyalizmin çözülüşüyle birlikte marksizmin tüm teorik yapısı yeniden sorgulanmaya başladı. Sosyalist hareketlerin ne bu hesaplaşma rüzgarından kaçınmaları mümkün, ne de sahaya anlamlı bir kendine güvenle çıkmaları... Kendine güven duygusu da çok aşındı. Bu aşınmayla birlikte reel sosyalizmin on yılları boyunca, teori ve ideoloji adına yaşananların korkunç bir rehavet olduğu da su yüzüne çıktı.Bir teorik muhasebede sağlıklı sonuçlara ulaşılabilmesi kimi koşulları gerektirir. Birinci olarak sözünü ettiğimiz toplumsal-politik teori olduğuna göre sezgi gücünün çok önemli bir payı olacaktır. Yine yaşanan bunalımlardan...
"Mediokr kişiliksizdir. Beş yıl savunduğu fikirden genellikle bir gecede vazgeçer. Çünkü o gece birdenbire eski çerçevede kendi varlığını sürdüremeyeceğini farkeder... " Anadol Çağatay, "Mediokr", Görüş 11, Ekim 1987, s. 38. 1987 Ekimi’nde Görüş dergisinin yayın yönetmeni, esas olarak Sovyetler Birliği'nde yaşanan süreçlerin Türkiye solundaki yansımalarına ilişkin bu değerlendirmeyi yapıyordu. Bu dönem TSİP içinde genel bir eğilim olarak glasnost ve perestroykanın sosyalist sistemin nesnel ihtiyaçlarından ürediği saptaması yapılıyor; bu görüşe, sürecin temel yönünün, ulaşacağı sonuçların henüz tam anlamıyla biçimlenmediği yolunda bir...
Yalı Mah. Karaağaç Sk. No: 14 Maltepe/İstanbul
posta@marksistmanifesto.com
Marksist Manifesto | Gelenekten Geleceğe