Hikmet Seçkinoğlu

Hikmet Seçkinoğlu

TROTSKİY VE ÖRGÜT

Bu konuyu ele almak birkaç nedenle gerekti. Birincisi, bugüne dek ele alınış biçimi gerçekten oldukça sığ bir görünüm veriyordu. Troçkistler doğrunun bir bölümü bile olmayan ama görünene oldukça sadık, bilindik söylemlerinde ısrar ediyorlar: Tamam, Trotskiy'nin siyasi yaşamında örgütsüz, partisiz geçen bir dönem vardır. Ama Trotskiy 1917'de partiye katılmıştır. Üstelik bu tarihten itibaren yazdıklarında parti ve partili mücadele vurgusu hep vardır. "Doğru ya da yanlış, benim partim" sözlerinin sahibinin Trotskiy olduğunu unutmamak gerekir vb.Başta geleneksel sol olmak üzere troçkizmin sıkı muhalifleri...

İDEOLOJİK MÜCADELENİN EVRİMİ – II

Uluslararası politikada 1940'tan sonra net olan bir nokta var: Artık sosyalizm ve sosyalist ülkelerle mücadelenin sıcak olmayan, daha sabırlı bir biçimini bulma zorunluluğu ortaya çıkıyor. Artık tahrike yönelik olduğu kuşku götürmez olan, istisnasız her gün tekrar eden Çekoslovak ve Sovyet hava sahalarının ihlali gibi yöntemler devreden çıkıyor. Üzerinde durmak gerek: 1949, Sovyet yetkililerinin Amerika Birleşik Devletleri'nin, Çekoslovakya'ya saldırma olasılığını ciddi ciddi düşündükleri yıl Çekoslovakya ve Sovyet hava sahalarının ihlallerini sessizce izlemek zorunda kaldıkları yıl, NATO'nun elindeki atom bombasına güvenip konvansiyonel...

EKİM’DEN BUGÜNE İDEOLOJİK SAVAŞIN EVRİMİ – I

Diploması tarihi, askeri tarih ya da siyasi tarih... Bunlardan herhangi biri merkeze alınarak tarih yazılabilir. Ancak merkeze alınan hangisi olursa olsun, kimi dönüm noktaları ya da kilometre taşları ana iskeleti oluşturmak durumundadır.Bu çalışmada ne yukarıda anılan türden bir tarih yazımı ne de kendilerinden söz etmemenin olanaksız olduğu söylenen ana iskeletin tümünü ortaya dökmek deneniyor. Denenen doğu-batı ilişkileri olarak da adlandırılan, sosyalist ülkelerle kapitalist sistem arasındaki ilişkilere, kimi nedenselliklere bugünü anlama ve geleceğin ipuçlarını arama kaygısı ile eğilmek.İlk Kilometre Taşı: 19171917...

EKONOMİZMİ ELEŞTİREMEMEK…

1960'lardan başlayarak batı marksizminde ekonomizm üzerine geniş bir külliyat oluştu. Kimi lokal doğruların zaman zaman yakalandığını inkar etmek mümkün değil... Ancak bu yönelim, gerek bakışların ekonomizme çevrilmesine neden olan leitmotif gerekse eleştirilerin politik izdüşümleri gözönüne alındığında ne kendilerinin ne de "marksizmin" bunalımının aşılmasına hizmet etti.Hizmet ettiği şey, batıda 60'lardan itibaren bilinen rotasına oturmuş bulunan politik yaklaşımların gereksindiği teorik barutu sunmak oldu.Avrupa'da kitle ya da işçi hareketi açısından yüzyılın ilk çeyreğindeki konumundan oldukça farklı bir nesnellikle karşı karşıya olunduğunu herkes gözledi....

SOLUN GEÇMİŞİNDEN BİR KESİT: 1960-71

Sol hareketimizde 1960'ların ikinci yarısından itibaren, daha çok da 1970-80 arasında kullanılan bir kelime vardır: Kuyrukçuluk. Kastedilen çoğunlukla CHP'nin kuyruğuna takılmak oluyor. CHP solcularımız için ancak 1960 sonrasında kuyruğuna takılınabilecek hale geliyor; "ortanın solu" 1962'de doğuyor. Burada ayrıca kanıtlamaksızın, tek parti ve Demokrat Parti dönemlerinde kuyrukçuluğun değilse bile, kuyrukçuluk eleştirilerinin olmadığını, kimsenin kimseyi kuyrukçulukla eleştirmediğini belirtmek istiyorum. 1946 sonrasında solcularımız kendileri için oy istedikleri partiler kurabildiler. O dönem CHP henüz "desteklenebilir" bir parti değildi. TİP'nin 1960 öncesi sol partilerden bir...

EŞİTSİZ GELİŞME ÜZERİNE BİR DENEME

İnsanlar tarih içinde bu adı vermemiş olsalar da doğayı, toplumu denetlemek ve değiştirmek için anlamaya yönelik çabalarını, “gelişme yasalarını bulma çabası” olarak görmek doğru olur.Yasa denince akla düzen, uyum geliyor. Bu çok eskiden beri böyle.Pisagor’un öğretisi matematikten kalkarak “bulduğu” uyuma dayanıyordu. O dönem bu düşünce o kadar inandırıcı gelmişti ki, simyagerler elementlerin düzgün çokgenlerden oluştuğunu düşünmüşlerdi.Bilinen gezegen ve renk sayısının aynı -7- olması gene bir uyumu anlatıyordu; uyum peşinde koşan insanoğlu tanrıların ve haftanın günlerinin sayısını yedi olacak şekilde ayarladı.Simyada...

SOL SİYASETTE GENÇLİK

1960'lara kadarki gençlik hareketi, 60 sonrası ile karşılaştırıldığında belirgin farklılıklar gösterir.Tek parti döneminde "vatandaş"lar halk evlerinde, işçiler doğal üyesi oldukları tek sendikada, gençler ise tek partinin gençlik kolunda örgütlenirdi. 1930'larda düzenin oturma döneminin ürünü olarak doğan bu kurumlar, sonraki on yıllarda da Halk Partisi'nin önemli dayanakları oldu.Halk Partisi'nin gençlik kolları iç ve dış politikada hükümete destek olurlardı. Tan matbaasının basılması, "vatandaş Türkçe konuş" ve "Kıbrıs Türktür" kampanyaları örnek olarak sayılabilir.Demokrat Parti kurulduktan sonra Menderes, Halk Partisi'nin gençlik kollarını "Faşizan" olarak...

NE YAPMALI: BOLŞEVİZASYONUN BAŞLANGICI

“Bolşevizasyon” olarak adlandırılan sürecin evrensel özünden sözedildiğinde, ilk söylenmesi gereken iktidar perspektifidir. Bolşevizasyon ve Leninist örgüt ile diğer işçi sınıfı kökenli eğilim ve örgütler arasında en önemli fark, ayrım budur.Sosyalist hareket, gelişimi boyunca zamana ve toprağa göre değişen bir takım engelleri aşmak zorundadır. Bunun en “has” örneği olan Bolşevik deneyime gelmeden önce “öz”ü yakalamak üzere Polonya sosyalist hareketine kısaca değinmek istiyorum.Rosa Luxemburg Polonya sosyalist hareketin ilk sorunlarını doğru tespit etti, üstüne yürüdü. İlk çalışması olan Polonya Sanayiinin Durumu adlı kitabında...

“İŞÇİLER VE TOPLUM”: POPÜLİZMDEN UVRİYERİZME

İşçiler ve Toplum ile ilgili bir eleştiri yazısı yazmaya karar verdiğimde bunun, bir yazının eleştirisi ile sınırlı olmasını istemedim. Zorluk İşçiler ve Toplum'un yer yer Leninist terminoloji kullanması olarak belirdi. Aslında devrimci demokratların Marksizm ve sonra da Leninizmden etkilenmeleri, yeni karşılaşılan bir olgu değil. İşçiler ve Toplum’un diğerlerinden ayrılan yönü ,daha "teorik bir görünüm" sunmasıdır. Bu anlamda İşçiler ve Toplum'un hem kendisi hem de çeşitli yazıları ile hesaplaşmak, Leninist terminolojinin yer yer kullanılmasından kaynaklanan bulanıklıkların üstüne netleştirme amacı ile yürümek...

AVRO-KOMÜNİZMİN MAYASI

Avrupa solunu bir kez de Avrupa Komünizmi’ni merkeze alarak incelemek, bu çalışmanın bir amacı. Amacın bu şekilde tespit edilmesinden de anlaşılacağı gibi, Avrupa Komünizmi’nin kendi başına eleştirisi bu çalışmanın temel motifi olmayacak. Daha çok ortaya çıkış nedenlerini, neyin evrilmiş hali olduğunu gerilere giderek incelemeye çalışacağım. Bununla birlikte çizilen çerçeve içinde Avrupa Komünizmi anlatılırken bir göz de Türkiye'de olacak."Olgun"laştıran Yenilgiler Bir yenilgi "ertelenmiş başarı" olarak görülmezse fazla "olgun"laştırıcı etkiler yapıyor. 1848 Alman Devrimi’nin ardından Engels, devrim sırasındaki "sürekli devrim" sloganına, burjuva...

Hoşgeldiniz!

Aşağıdaki hesabınıza giriş yapın

Kayıt Ol!

Kayıt olmak için aşağıdaki bilgileri eksiksiz doldurun.

*Kullanıcı Sözleşmesi'ni ve Gizlilik Politikası'nı okuduğumu, anladığımı ve kabul ettiğimi beyan ederim. Kullanıcı Sözleşmesi ve Gizlilik Politikası.

Şifrenizi geri alın

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi veya okuyucu adınızı giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Oluştur