Etiket: Kültür / Sanat / Bilim / Çevre

ŞİMDİ CEHALET VE GÖRGÜSÜZLÜK MODA

"Şimdi Pavarotti turları moda; Kopenhag'daki Hamlet Şatosu'nda 3 bin kişiye konser verecek olan ünlü tenor için bir uçak da İstanbul'dan kalktı."Gazeteler böyle yazıyor. Başlığın ardından, Sabancı, Ali Koçman ve Erol Aksoy gibi ünlü işadamları Pavarotti'yi ne kadar beğendiklerini anlatıyorlar."Valizin üzerinde 'Özal' yazısını gören Amerikalı hamal 'sen President'ın oğlu musun' diye sormuş. Yani çok tanınıyoruz, bundan yararlanmak lazım."Gazeteler yazıyor, bu sözler Türkiye'nin sekizinci Cumhurbaşkanı Turgut Özal'a aittir."Moskova'daki gösterilerde Çar Nikola'nın resimlerinin taşınması, Rus halkının demokrasiye olan özleminin bir ifadesi olarak yorumlanıyor."Bu ...

İDEOLOJİLER ÖLDÜ, AMERİKAN KÜLTÜRÜ ÇOK YAŞA!

Sıcak bir yaz ortası çoğu kez çeşitli maddi olanaksızlıklarla izlenemeyen bir festival sürüyor İstanbul'da. Bu vesileyle pek çok yayına, çeviri baskılara, yeni yayınlanan kitaplarda konular yelpazesinin genişlemesine karşın hemen her yerde daralan ve tekleşen; bir yanda "arabesk" denilen popüler kültürün çevresinde gördüğü herşeyi yiyerek beslenmesi ile almış olduğu biçimler ve yaygınlık alanını günden güne genişletmesi olgusu, televizyonda izlediğimiz "Küçük" Emrah ve İbo ve Coşkun Sabah ve diğerleri ile öte yanda yine aynı geniş kesime hitap edebilme özelliği taşıyan Amerikan kültürüyle ...

BİR RUH HALİ ANALOJİSİ: SAÇMA POLİTİKASI

Ionesco, Beckett, Genet ve Adamov. Bu ünlü oyun yazarları 2. Dünya Savaşı sonrasında Saçma Tiyatrosu ekolünü oluşturdular, ona öncülük ettiler. Kendilerine sorulduğunda ortada Saçma Tiyatrosu adlı bir ekol olmadığını, en azından kendilerini böyle bir ekole ait hissetmediklerini söylüyorlardı. Bu yazarlar oyunlarıyla bir ekol oluşturmayı değil, sadece kendi dünya görüşlerini ifade etmeye çalıştıklarını vurguluyorlardı.Gerçekten de ortada kendini belli bir isim altında ifade eden organize bir hareket sanatsal bir ekol yoktu. Ancak sözkonusu isimlerin (ve kimi başka oyun yazarlarının) oyunlarındaki ortak yanlar ...

MEFİSTO YA DA FAUST

Faust'u Ortaçağ'da kentten kente dolaşan bir gezgin olarak çizen Alman efsanesine dayanan Dr. Faustus, Christopher Marlowe tarafından 1604'te yayınlanır. Bu, "ruhunu şeytana satan adam" efsanesinin ilk dramatizasyonudur. Sonsuz güce kavuşma ve dünyanın en büyük imparatoru olma isteğine sahip bir adam olarak çizilir Faust. Efsanenin ikinci büyük dramatizasyonu ise Aydınlanma Çağı’nın en büyük simalarından biri, Goethe tarafından gerçekleştirilir. Goethe bu oyunda insan doğası, insan ruhunun gizleri, yaşadığı çağda karşı karşıya olduğu entellektüel değişimler ve bir "ahlâk" sorunundan sözetmektedir. Goethe'nin Faust'u ile ...

MODERNİZM DÜŞÜ YA DA TEKELCİ AŞAMADA SANAT/EDEBİYAT

"Yeni sanat, ya yeni bir toplum düzeni içinde ya da kültürel değişime uğramış, ama başka bakımlardan dirençli ve dinçleşmiş bir eski düzen içinde kendi yerini bulabilirdi." diyor R. Williams.Williams, Raymond; "Avangard Sanatın Politikası", Adam Sanat, sayı 38, s.32 "Yeni" sanat, burjuva toplumsal yaşamına bir başkaldırıydı ama, yeni bir toplum istemedi. Bu nedenle, yeni bir toplum düzeni içinde yerini bulması söz konusu değil... Fakat kültürel değişime uğramış eski bir düzende, belki de kendi istemlerinin ötesinde varolabilirdi: Tekelci aşamanın içi boşaltılmış kültürel ...

“HAYIR”: TEKER TEKER TESLİM OLANLAR İÇİN TABUR TABUR İNTİHAR

Adalet Ağaoğlu'nun son romanı "Hayır" diğer romanlarından "Ölmeye Yatmak" ve "Bir Düğün Gecesi" ile birlikte "nehir roman" bütünlüğüne kavuşuyor. Yazar romanın sonlarına doğru "Bu çalışma... Bir sanatçının, geçmişinde yalnızca hayata bağlılığı, coşku ve direnişi terennüm etmiş bir sanatçının intihar tasarımı üzeri(nde)" (s. 309) temellendiğini vurguluyor. Ve devam ediyor: "Romanı kurmak, en ince ayrıntılarına dek tasarlanmış bir dünya ile yola çıkmak demek. Bu ayrıntıları ise, ancak bağlı bulunduğumuz, içinde yaşadığımız hayattan derleyebili(riz)" diyor. Ortaya çıkan ürünü ele alıp değerlendirirken beni asıl ...

SU DA YANAR: YA KUŞAKLAR VE UMUTLAR

"Şair"e değil, sanki bir kuşağa, 68 kuşağına ya da 47'lilere adanmış bir film Su Da Yanar. Film, bir sinemacının bireysel hesaplaşması ile sınırlı kalmayarak, bir kuşağın toplumsal dökümü olmak savıyla lanse edildi. Bireysel başkaldırılarını ilerici siyasal harekete bağlayan, tüm toplumun sorunlarıyla yakın ilgilerini korumaya çalışan 47'liler... Şafakla yollara dökülen, karanlıkları aydınlatmaya sıvanan işçiler, yakılan, yasaklanan düşünce, Bayazıt, oğul acısı tadan analar ve daha önemlisi yaratılan ve sonraki kuşaklara devredilen duyarlılık 47'li kuşağın ayrılmaz parçaları...Ali Habib Özgentürk 1947 Adana doğumlu; tiyatro ...

TUTUNAMAYAN: DİSCONNECTUS ERECTUS

                                                                "Karanlıkta yol alan hikaye karanlıkta son bulur."                                                                                                                Jorge Luis BorgesOğuz Atay'ın "tutunamayan" tipleri üzerine neler söylenmedi ki...Yayınlanmasının üzerinden on beş yıla yakın bir zaman geçtikten sonra, nereye yatırım yapacağını her halde iyi bilen İletişim Yayınları tarafından Bütün Eserleri adı altında yayınlanan ilk romanı, Tutunamayanlar oldu. Daha sonra, ikinci romanı, Tehlikeli Oyunlar, oyunu, Oyunlarla Yaşayanlar ve öykülerinin toplandığı Korkuyu Beklerken yayınlandı. Oğuz Atay, 70'lerde çok okunmamış, tanınmamış ve önemsenmemiş bir yazardı. Gerçi bazı eleştiri yazıları yayınlanmış, ancak yine ...

KÜFÜR ROMANLARINA HAYIR, PLEBYEN KÜFÜRLERE EVET…

Beceriksizlik, çıkarcılık, dirençsizlik, eylemsizlik, gevşeklik, gerilik, hafiflik, ikiyüzlülük işbirlikçilik, inançsızlık, kuru gürültücülük, korkaklık, kariyerizm, kültürsüzlük, sahte pehlivanlık, sahtekarlık, sorumsuzluk, sefillik, uşaklık, ukalâlık...Ve daha nicesi. Bunlar PKK'nın bir bütün olarak Türk solunu tanımlamak için kullandığı sıfatlardan yalnızca bir bölümü. Toplumsal Kurtuluş dergisinin 3. sayısında yer verilen üç sayfalık bir yazıda, bu ve benzeri sıfatlarla Türk solunun bünyesel özellikleri anlatılıyor. Yazı, gene Türk sosyalistlerine ilişkin olarak şu saptama ile bitiyor: "Bu tipin, dünyanın en beceriksiz ,uşak, demagog ve karmakarışık bir tipi olduğu, ...

ASENA, KADIN VE SEVGİ

Okuru kadın, sevgi ve cinsellik olguları üzerinde uzun uzun düşündüren bir kitap daha yayınlandı. Duygu Asena'nın Kadının Adı Yok adlı eseri, yayınlanır yayınlanmaz liste başına yerleşen, ilk baskısı bir haftada tükenen ve şu ana dek ona yakın baskı yapacak denli tutulan bir kitap oldu.Başlarken aktaracağım ve kitabın arka yüzünde yazılı şu sözler, kanımca, Duygu Asena'nın anlatısının içeriği ve yönü ile, yazarın ufkunun darlığını ya da genişliğini en iyi anlatan sözler olacak: "Duygu Asena'nın adı olmayan kadını kendi mecrasını kendi yaratan ...

Sayfa 10 of 11 1 9 10 11

Hoşgeldiniz!

Aşağıdaki hesabınıza giriş yapın

Kayıt Ol!

Kayıt olmak için aşağıdaki bilgileri eksiksiz doldurun.

*Kullanıcı Sözleşmesi'ni ve Gizlilik Politikası'nı okuduğumu, anladığımı ve kabul ettiğimi beyan ederim. Kullanıcı Sözleşmesi ve Gizlilik Politikası.

Şifrenizi geri alın

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi veya okuyucu adınızı giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Oluştur