Etiket: Leninizm ve Örgüt Teorisi

HANGİ İNSAN?

siyasal mücadeleyi hisseden seven ve yaşayanlara...Türkiye, hiç kuşkusuz değişme dinamiği olan bir ülke. Değişme dinamiği olan bir ülkenin aydınlarının “oturmuş” ülkelerinkine göre önemli ayrımları var. Aynı deyimi kullanacak olursak, az-çok durağanlaşmış toplumların aydınları da “oturmuş” oluyorlar. Türkiye’de “aydın” toplamının kimi bölümlerinin bu oturmuşluğa imrendikleri bir gerçek. Bunun nedeni de oldukça açık. Değişme dinamiği taşıyan toplumlarda “aydın”ın kendi başına bir kimlik sahibi olabilme şansı oldukça az. Aydın kimliğini mutlaka şu veya bu biçimde, kendisini değişme dinamiği içerisinde belli süreçlere angaje ederek ...

BUGÜN YARIN… YA GELECEK?

12 Eylül sonrasının bilinen koşulları, tüm olumsuzluklarının yanı sıra mücadelelerini sürdüren sosyalistler için bir "avantajı" da beraberinde getirdi. Türkiye'de tarihin yavaşladığı günlerde geçmişin değerlendirmesine, geleceğe yönelik politikaların belirlenmesine ve yeni teorik açılımlara zemin hazırlayan bir dönem yaşandı. Bir yeni dönemin hemen başında şu sorular akla geliyor: Türkiye solu yaşanılan dönemin kötü koşullarında soluklanıp, mücadelesini geçmişin yanlışlarından arındırarak deneyim ve kazanımlarına sahip çıkabilecek mi? Sınıfa gerçekten öncülük yapabilme yeteneğinde yapılanmaları ortaya çıkarabilecek mi? Bu sürecin sahiplenicisi olması gereken geleneksel sol, teorik ...

FRANSIZ DEVRİMİ: BİR MİRASIN İZİNDE

 "Bugün, devrimci hükümet, Robespierre, Saint-Just, vd. hakkında, bir zamanlar çok karamsar olmakla yanıldığımı açık yüreklilikle itiraf ediyorum... Robespierizm demokrasidir, ve bu iki sözcük bütünüyle özdeştir: Bu yüzden, Robespierizmi kaldırarak, kesinlikle demokrasiyi kaldırmış olursunuzBabeuf; Pages Choisies de Babeuf, Librairie Armand Collin, Paris 1935; ss. 284-286 Fransız Devrimi'nin yarattığı dalgalar sosyalizmin öncülerini de besledi. İlk önce ortaya atılanlar ve en tanınmışları, Roux, Leclerc, Varlet, Babeuf, Ruonarotti... Babeuf yukarıdaki satırları 1796'da, kendisinin idam, arkadaşı Buonarotti'nin ise sınırdışı edileceği tarihten bir yıl önce, 28 ...

BURJUVA DEMOKRASİSİ: NEREYE KADAR?

1980 sonrasında Türkiye'de bir restorasyon dönemi yaşandı. Bu restorasyon dönemine uygun aktörler ön plana çıktı. Hem sağda, hem "sol"da restorasyonun hakkını verenlere rastlandı. Bunlardan bir bölümü Türkiye'nin sol kültürünü şekillendirme uğraşına soyundular.Bunlar arasında( eksiltilibir dergi olmasına karşın) Yarın'ı sayan Yalçın Küçük'e hiç mi hiç katılmıyoruz.B tür değerlendirmeleri Sayın Küçük'ün "geleneksel sol" ile "devrimci demokratlar" arasında bir düzlem farkının bulunduğunu unutmaya başladığını gösteriyor. Ondan sonra, her şey bir yana, kesinlikle bir nesnelliğe oturan kimi kavramlar bu restorasyonunkilerle ikame edilmeye başlandı. Sosyalizm ...

GELENEKSEL SOLUN ANATOMİSİNE DOĞRU

Bu ülkenin geleneksel solunda ilk tanıdıklarımdan, sevimli, sıcak ve yiğit Atilla Arsoy’un anısına...Gelenek dizisi kitaplarında sola ilişkin olarak yapılan bir sınıflama dikkat çekmiş olmalı. “Geleneksel sol” ve “yeni sol” biçimindeki bu sınıflama, bölgesel ya da geçici nitelikteki bazı çizgileri ayıklayıp tabloyu yalınlaştırdığı için yararlıdır sanıyorum. Elbette tanımlamalarda belli bir netliğin sağlanması, kavramların içlerinin doldurulması koşuluyla. Özetle, hem geleneksel solun hem de yeni solun sınırlarının doyurucu biçimde çizilmesi gerekiyor. Yazının ilk hedeflerinden biri, bu.Günümüzde solun iki ana kesiminden biri olan geleneksel ...

GRAMSCİ DÜŞÜNCESİ KİMLİK BUNALIMINDA

Antonio Gramsci... 1926 yılında hakkında hüküm verilirken "bu beynin yirmi yıl süreyle çalışmamasını sağlamalıyız" denen İtalyan düşünür. Bunu becerebildiklerini söylemek oldukça güç. Ancak, bu beynin özgürce çalışamadığı da bir gerçek. Gramsci açısından büyük bir talihsizlik. Ne var ki, Gramsci'nin talihsizliği yalnızca fiziki olarak sınırlandırılmasından kaynaklanmıyor. Ölümünden sonra, geriye bıraktığı ürünler hiç rahat bırakılmadı. Bir tür eziklik ve anlaşılır bir komplekse sahip olan batı Marksizmi bu ürünleri, içerdikleri teorik yükün kaldırılabilirliğinin çok ötesinde bir açgözlülükle tüketti. Eski New Left editörü Anderson, ...

PRATİĞİN VE EYLEMİN BİLİNCİNE DOĞRU

Marksist teoride bir bunalımdan söz ediliyor. Kimileri bu durumu işçi hareketinin buhranına, üretici güçlerin gelişimiyle sınıf çelişkilerinin gelişmesi ardındaki bağın kopmasına bağlıyor. Kimileri ise aynı buhranı, Marksist teorinin doğum yerinde, Batıda, teorisyenlerin toplumsal perspektif yaratamama durumuyla karşı karşıya kalmalarına ve işçi sınıfı pratiği ile sosyalist teori arasında gittikçe artan kopuklukla (teori -pratik kopukluğu) açıklamaya çalışıyor. Bunalım, toplumsal gelişimin ortaya çıkardığı birçok önemli soruna Marksist teorinin çözüm getiremediği, toplumsal pratiğin Marksist kavramlarla yeterince açıklanamaz bir duruma geldiği, yine teorinin, en başından ...

EŞİTSİZ GELİŞİM VE SİYASET

"Rusya burjuva devrimini o denli geç tamamladı ki, burjuva devrimini proleter devrimine dönüştürmek zorunda kaldı. Başka türlü söylenirse: Rusya diğer ülkelere göre o denli gecikmişti ki, en azından bazı alanlarda onları aşmak zorundaydı."1.L. Trotskiy; Histoire de la Revolution Rusme 111 Paris 1934 s. 7. Eşitsiz gelişim bundan daha güzel nasıl ifade edilebilir? Olguyu, Rus Devrimi'nin hazırlayıcılığını ve ihanetini birlikte yüklenen, önce önderlik edip, sonra sırt çeviren Trotskiy' den daha güzel anlatmak mümkün mü? Eşitsiz gelişimin bizatihi ürünü, eşitsizliğin en yoğun ...

Sayfa 10 of 10 1 9 10

Hoşgeldiniz!

Aşağıdaki hesabınıza giriş yapın

Kayıt Ol!

Kayıt olmak için aşağıdaki bilgileri eksiksiz doldurun.

*Kullanıcı Sözleşmesi'ni ve Gizlilik Politikası'nı okuduğumu, anladığımı ve kabul ettiğimi beyan ederim. Kullanıcı Sözleşmesi ve Gizlilik Politikası.

Şifrenizi geri alın

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi veya okuyucu adınızı giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Oluştur