Etiket: Marksizm / Yöntem

Kürt sorununu tarihsel çerçeve içerisinde kavramak – I: Bir dönemin anatomisi (19. yüzyıldan 1960’a)

Yazıyı yazma sürecinde fikri katkılarının yanında, yazının son bölümünün (Bir dönem kapanıyor: 1938-1960) yazımında destek olan Ali Öztutan yoldaşa teşekkürler... Türkiye topraklarında Kürt meselesini kavramak için belirli bir tarihselliği ortaya koymak ve bununla birlikte tüm olguları bu tarihsellik içerisinde ele almak gerektiği ülkemiz marksistleri açısından olmazsa olmaz bir zorunluluktur. Bu zorunluluk tek başına olguları doğru bir şekilde kavramanın ötesinde, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundan itibaren günümüzde kadar olan dönemi anlamlandırmak için gereklidir. Ulusal soruna marksist bakışın ana ilkelerinden sapmadan ve bununla birlikte ...

OKUMA NOTLARI: “Marksizm ve Ulusal Sorun ve Sömürge Sorunu”

Ulusal sorun başlığı, içinden geçtiğimiz dönemde ülkenin en can alıcı meselelerinde en üst sıralarda yer almaktadır. Bu konunun yakıcılığı bizim açımızdan ne yenidir, ne de tartışması ilk kez yapılmaktadır. Komünistlerin karşısına farklı coğrafyalarda “sorun” ya da “dinamik” olarak çıkan önemli başlıklardan biri olmuştur. Biz bu bahsi Stalin’in 1912 yılı sonu 1913 yılı başlarında Viyana’da yazmış olduğu, ilk kez 1913 yılında Prosveşçenye gazetesinin 3 ve 5 numaralı sayılarında yayınlanmış olan “Ulusal Sorun ve Sosyal-Demokrasi” ve bundan bir yıl sonra ise “Ulusal ...

OKUMA NOTLARI “Ne Yapmalı?”: Tarih içerisinde bir buzkıran

Yüz yıldan fazla süre önce, 20. Yüzyılın başlarında yazılmış ve Lenin’in en önemli eseri sayılabilecek “Ne Yapmalı?”, günümüzde hala olanca güncelliğiyle üzerine yazı yazılmayı, tartışılmayı, örnek alınmayı hak ediyor. Komünist hareketin militanları açısından sahip çıkılmayı gerektiren bir bütünlüğü, tarih içerisinde farklı şekilde karşımıza çıkan tartışmalara 1901 yılında Rusya topraklarında verilmiş yanıtları ve devrimin güncelliğine bakış ile örgüt teorisinin/pratiğinin ahengini bu kitapta sonuna kadar bulabiliyoruz. 1917 yılında işçi sınıfının iktidara geldiği Rusya topraklarında 19. yüzyılın ortasından itibaren kaynayan kazanı karıştıran, onu ...

Eskimeyen bir tartışma: Devrim ve Parti

Türkiye, solun kendine dönük tartışmaları açısından bir anlamda 1990’ları tekrar yaşıyor. Sovyetler Birliği’nin çözülüşüyle birlikte yükselen anti-komünizm sol yapıların önemlice bir bölümü için “yeni” sulara yelken açmak sonucunu doğururken, bu rüzgâra direnenler kendi yelkenlerini kendileri üfleyerek yol almaya, daha doğrusu yol açmaya, çalışıyorlardı. 12 Eylül’ün solu fiziki olarak ortadan kaldırma/etkisizleştirme hamlelerine karşı, eksikli de olsa, beklenen direnişi sergileyememiş de olsa bir cevap üretebilmiş olan sol, sosyalizmin çözülüşüyle birlikte sorular sormaya ve bu sorulara alışıldık cevaplar vermek yerine yeni cevaplar aramaya ...

Sınıf ve Parti

yüzyıldan başlamak üzere, işçi sınıfının nasıl bir dinamik taşıdığı, kapitalizmin yıkıcı gücü olarak sınıfın nesnel koşulları ve bu koşulların sınıfın tarihsel misyonunu üstlenmesini sağlayıp sağlayamayacağı en önemli tartışma başlıklarını oluşturuyordu. İşçi sınıfının, kapitalizmin mezar kazıcısı olarak bunu nasıl ve hangi araçlarla yapacağı, 20.yüzyılın ilk çeyreğine kadar tartışmanın en keskin başlıklarıydı. Bu sorulara dünya komünist hareketi içinden farklı yanıtlar verilmesine karşın, Avrupa’ya göre kapitalizmin az geliştiği ve Çarlık’ın hüküm sürdüğü Rusya’dan yükselen yanıt büyük Ekim Devrimi olmuş ve devrim bu tartışmayı ...

Leninizm üzerine güncel tartışmalar: Parti devrimin aracıdır!

1905 Rus devriminin üzerinden 110, 1917 muzaffer Ekim Sosyalist Devrimi üzerinden 98 yıl geçmesine rağmen, bugün bu devrimlerin içinden şekillenen siyasi öncülük ve örgütlülük üzerine yeniden yazmak tuhaf karşılanmamalı. Neredeyse bir asır öncesinin büyük siyasal ve toplumsal dönüşümlerinin gerçekleştiği zaman kesiti üzerinden bugünün ihtiyaçlarına yanıt aramak basit bir analoji ise de ciddi sınırlılıkları var. İşçi sınıfının yapısından tutun da bugün emperyalizmin geldiği aşamaya kadar bir dizi unsurun değişim içinde olduğunu görmemek mümkün değil. Ancak dünya tarihinde sınıfsız ve sömürüsüz yeni ...

Türkiye Ekonomisinde Artı Değer Oranı ve AKP’nin Sermaye Sınıfıyla İmtihanı

AKP’nin iktidara gelişinden bu yana sık sık, bu partinin kendi sermaye tabanını yaratarak veya güçlendirerek sermaye sınıfının temsiliyeti konusunda kendisine bazı avantajlar yarattığı olgusuna işaret ettik. Bu kuşkusuz AKP’nin izlediği siyasetin sermaye sınıfının genel çıkarlarından bağımsız olduğu anlamına gelmiyor; bilakis AKP bu çıkarları Türkiye’nin yeniden yapılandırılması çerçevesi içerisinde yeniden üretiyor. Ancak şurası kesin: Türkiye’nin yeniden yapılandırılması, sermaye sınıfının iç dengeleri yerinden oynatılmaksızın başarılamaz; bunu yapıyorlar… AKP’nin sermaye sınıfının iç dengelerine müdahale etmek, bir bütün olarak burjuvazinin çıkarlarıyla emperyalizmin Türkiye’ye ve ...

Krizi Anlamak İçin Meta Kavramına Yöntemsel bir Giriş

Kapitalist sistemin krizi 2007 yılının yaz aylarında ABD’deki ipotekli konut piyasasında patlak veren sorunlarla kendini hissettirmeye başladığında, konunun uzmanı sayılan insanlar, önce bunun ABD’deki finansal piyasalarla sınırlı olduğunu iddia etmişlerdi. Arkasından, bunun küresel finans piyasalarıyla sınırlı olduğunu söylemeye başladılar; ama çok geçmeden ekonomik kriz terimini kullanır oldular. Nihayet krizin ilk belirtilerinden yaklaşık bir sene sonra, toplumsal krizden de söz eder oldular. Bütün bu zorunlu kabullenişlerin ardından tahmin becerileri bu krizin ne kadar süreceği, toparlanmanın ne zaman başlayacağı konularına yönelmeye başladı. ...

İlyenkov Kendini Niçin Öldürdü?

Diyalektik Mantık. Diyalektik Mantığın Tarihi ve Diyalektik Mantık Teorisi Üzerine Denemeler Evald Vasilyeviç İlyenkov Çeviren: Alper Birdal Yazılama Yayınevi, İstanbul, Mayıs 2009 262 sayfa     Evald Vasilyeviç İlyenkov hakkında biyografik bilgiye ulaşmak bir hayli zor. Nedeni, bu önemli Sovyet felsefecisinin Batı’da pek fazla tanınmaması ve ne yazık ki bizim entelektüel evrenimizin büyük ölçüde Batı tarafından belirlenmesi. Kuşkusuz Rusça kaynaklara erişim olnağımız olsa, bu önemli kuramcı hakkında daha fazla bilgi edinebilirdik. Ancak öyle olsaydı bile şu sorun var: İlyenkov ve ...

Devrimini Arayan bir Devrimcinin Ekim’e Bakışı

Rus Devrimi Rosa Luxemburg Çeviren: Cangül Örnek Yazılama Yayınevi, İstanbul, 2009 Türkiyeli okur, Türkiyeli marksist, Rosa Luxemburg’u genelde Lenin ve bolşeviklerle girdiği tartışmalardan tanır. Örneğin, daha sonra da değineceğimiz ulusal sorun tartışmaları, demokrasi ve diktatörlük tartışmaları, nasıl Kautsky Lenin’in meşhur yanıtından biliniyorsa, öyle bilinir. Türkiye solunun teorik birikimi ve o dönemin marksistlerinin kendi içindeki tartışmalarının bilgisi, genellikle hep Lenin üzerinden gerçekleşir. Rosa’nın, sermayenin nasıl biriktiğine ve emperyalizmin tahliline dair Marksizme -doğruluğu tartışmalı- katkısı Sermaye Birikimi daha önce Türkçe’ye kazandırılmıştı. Gördüğü ...

Sayfa 2 of 17 1 2 3 17

Hoşgeldiniz!

Aşağıdaki hesabınıza giriş yapın

Kayıt Ol!

Kayıt olmak için aşağıdaki bilgileri eksiksiz doldurun.

*Kullanıcı Sözleşmesi'ni ve Gizlilik Politikası'nı okuduğumu, anladığımı ve kabul ettiğimi beyan ederim. Kullanıcı Sözleşmesi ve Gizlilik Politikası.

Şifrenizi geri alın

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi veya okuyucu adınızı giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Oluştur