Türkiye Komünist Partisi, mücadele ettiği toprakların sunduğu olanakları asla hafife almayan, bu toprakların sosyalizm açısından yeterince verimli olmadığını, bu nedenle sosyalizm değil de başka hedeflere kilitlenmek gerektiğini ileri sürenlerle yollarını başından beri ayıran bir parti. Doğal olarak siyasal kimliğini, örgütsel yapısını şekillendirirken yalnızca sınıfsız sömürüsüz bir dünya şiarını ve bu şiarı ete kemiğe büründürecek evrensel mücadelenin ilkelerini değil, üzerine bastığı nesnel zeminin özelliklerini de veri almaktadır.Parti, komünizm mücadelesinin belli bir yerellikteki öncü öznesi olarak, söz konusu nesnel zemini hangi araçlarla...
"Böyle bir soruyla başlayarak en bayağısından bir oldu-bitti tezgahlamış oluyorum. 'Lenin'i okumalı mı?' sorusu devre dışı kalıyor 'sosyalizm mücadelesinde ille de okumak gerekiyor mu' diye düşünenlerin muhtemelen canı fena halde sıkılıyor.Sosyalizm mücadelesine omuz vermek için ille de okumak gerektiğini düşünmüyorum. Ancak partinin sosyalizm mücadelesinde okumayı teşvik etmesi gerektiğini, sosyalizm mücadelesinin okumayı özendirmesinin zorunlu olduğunu, komünist bir partinin kadro standartlarında, koşullar ne olursa olsun, kitap kurtluğunun kritik bir yere sahip olduğunu biliyorum. Lenin'i okumadan, hem öyle arada sırada değil, sıkça ve...
Türkiye burjuvazisinin dış politika gündeminde üç temel başlık var: Kıbrıs, Avrupa Birliği (AB) ve Irak. Birbiriyle bağlantılı bu üç başlıkta son derece önemli gelişmeler yaşanıyor. Türk ve Kürt emekçileri yoksullukla boğuşurken, bir yandan bu meselelerin kendi gelecekleriyle ne tür bir ilgisi olduğunu anlamaya çalışıyorlar.Başlıklardan ikisi kabaca Türkiye’nin Irak’a ve Avrupa Birliği’ne girip girmeyeceği sorularında odaklanıyor. Burjuva medyasının her şeyi, ama en başta insan yaşamını hiçleştirici tarzının da etkisiyle bu ülkenin sokaklarında, kahvelerinde komşu bir ülkenin topraklarını nasıl ve ne kadar...
Bundan üç ay önce “dost” sorulara yanıt vererek başlamıştık. Şimdi Türkiye Komünist Partisi’ne (TKP) hoş geldin derken, yeni ve yine “dost” sorularla devam edebiliriz. Bu bir yazı dizisi olarak da görülebilir. “Sosyalizm Mücadelesinin Neresindeyiz”OKUYAN Kemal “Sosyalizm mücadelesinin neresindeyiz” Gelenek 66 Ağustos 2001. ile başlayan ve henüz bağlanmamış olan bir “iç muhasebe” denemesi...Bu iç muhasebenin sonuçlarının yalnızca Sosyalist İktidar Partisi (SİP) ve ardılı TKP’nin kendi örgütsel yapısıyla sınırlı bir alana yansıması elbette beklenemez. Yine dostlarımızdan elde ettiğimiz izlenim, muhasebenin sadece TKP...
Usame bin Ladin için “Afganistan’ın, Asya’nın Che’si” diye yayın yapan El Cezire’ye Türkiye’den en büyük tepki Amerikancı atv kanalından geldi. “Che insanlık için mücadele etti” diye bilgilendiriyordu atv bin Ladin’den farkını koymak için Arjantinli devrimcinin. Sonu ise son derece ilginçti: “Che bir ilericiydi...”Bu haberde özgür bırakılan bir eski solcunun, ya da yüreği hala sol siyasetle atan bir basın emekçisinin payı olabilir mi. Önemli değil. Önemli olan başından beri ABD saldırganlığına mazeret arayan, onu “insani” gösteren bir kanalda uzun uzun “Che...
11 Eylül günü önce New York ardından Washington’da belirlenmiş hedeflere çakılan yolcu uçaklarının yarattığı tahribatın televizyon kanalları marifetiyle kısa sürede bütün dünyaya aktarılması milyarlarca insanın aynı sinema perdesine düşen görüntülerle baş başa kalması anlamına geldi.Eşitsizlik ve çelişkilerle dolu bir dünyada aynı görüntülerin farklı duygular yaratması son derece doğaldı.Amerika Birleşik Devletleri’nin sembol ve karar merkezlerine yönelen saldırılar aynı anda şaşkınlık kaygı nefret korku panik sevinç gurur ve rahatlama hissi ortaya çıkardı. Bütün bunların nereye denk düştüğü kolayca anlaşılabilir. Bir Irak vatandaşının...
Tamamlanma aşamasındayken bu yazının eksenini kaydırıcı bir gelişme yaşandı Türkiye’de. “Ulusal Güvenlik” konusunda Mesut Yılmaz’ın başlattığı tartışmanın önümüzdeki günlerde dallanıp budaklanarak sürmesi kaçınılmaz gözüküyor. Çünkü sorun bu tür gerilimlerde derhal geri çekilmesini bilen Mesut Yılmaz’ın kişisel tercihlerinden bağımsızlaşmış durumda. Yoksa kimse Mesut üzerinden bir tartışma yapacak, onun attığı taşın peşinden gidecek kadar saf değil.“Tartışma” burjuva siyaseti yeni bir mutabakat yakalayıncaya kadar sürecektir. Çünkü bir dizi başlıkta Türkiye’nin zamanı gerçekten kalmamıştır.Mesut Yılmaz’ın haklı olduğu tek konu budur.Ancak Mesut Yılmaz’ın bildiğini herkes...
Sosyalizm mücadelesinin neresindeyiz?..Yolun neresindeyiz?Ya da... Solda durum saptaması...Çok sık olmamak kaydıyla bu tür sorulara yanıt aramak, bu sorulardan hareketle toparlayıcı değerlendirmeler yapmak gerekiyor. Çünkü sosyalizm mücadelesi, sabit ağırlıklarla ve bozulmaması gereken bir denge halinde yürümüyor. Önceliklerle ihtiyaçların nesnel ve öznel faktörlerin etkisiyle sürekli yer değiştirdiği bir tarihe sahibiz. Bu tarihin bir iç "öykü"den, sınıf mücadelesinin nesnel akışına yaslanan bir bütünlüğe kavuşmasına giden yol, gerilimli ve iniş-çıkışlarla doludur. Bir başka deyişle, iddialı bir siyasi hareket "durum saptarken" sosyalizm mücadelesinin tarihsel yolculuğu...
Yalı Mah. Karaağaç Sk. No: 14 Maltepe/İstanbul
posta@marksistmanifesto.com
Marksist Manifesto | Gelenekten Geleceğe