Etiket: İdeoloji

PROLETARYA İKTİDARI VE DEVLETSİZLİĞE GEÇİŞ PROBLEMİ

GirişMarksistler açısından devlet sorunsalı, devletin hangi gelişme ve nedenlerin sonucu olarak ortaya çıktığı, modern toplumda hangi ihtiyaç ve işlevleri karşıladığı, hangi koşul ve ilerlemelerle sönebileceği ve siyasal devrim ve toplumsal kurtuluş hedefleri bağlamında devlete nasıl yaklaşılacağı sorularında odaklaşmaktadır.Devlet hem son derece somut, elle tutulur maddi bir olgu, hem de son derece soyut ve yapıntı (fiktif) bir kavramdır. Bu ikili karakteri devleti teori ve siyaset alanının karmaşık bir sorunu haline getiriyor.Farklı tanım ve kavramlardan hareket eden onlarca devlet teorisi var. Çıkışından ...

‘FEUERBACH ÜZERİNE TEZLER’İ ANLAMAK

"Eğer yazmam gerekirse, hem de iyi ve ayrıntılı bir şekilde yazmam gerekirse, o zaman benim bildiğimi başkalarının da bildiğinden, en azından bunu benim bildiğim gibi bildiklerinden kuşku duymam gerekir. İşte sırf bu nedenle düşüncelerimi açıklarım. Ancak onların bunu bilmeleri gerektiğini ve bilmelerinin mümkün olduğunu da varsayarım."Ludwig Feuerbach, Geleceğin Felsefesinin İlkeleri, "Hegelci Felsefenin Eleştirisi (1839)", Çeviren, Oğuz Özügül, Ara Yayıncılık, Birinci Baskı, 1991, s. 16 "Feuerbach Üzerine Tezler'in ani parıltılarına yakından bakan her filozof ışıktan irkilir, ama herkes bilir ki, bir ...

AYDINLANMA: BİZİ TAŞIMAZ, BİZ ONU TAŞIRIZ

İnsanlığın sanayi sonrası topluma geçtiğini, çağımızın "bilgi çağı" olduğunu, enformasyonun belirleyici bir üretim faktörü konumuna geldiğini ve buna benzer çağ tanımlamalarını hep duyuyoruz. Kimilerine göre, yaşadığımız bu dönemde bilinen içeriğiyle kapitalizm de bitmiştir; çünkü insan kaynakları artık paradan ve yatırılmış sermayeden çok daha büyük önem kazanmıştır. O kadar ki, eğitim, "küreselleşen" dünyada ülkelerin rekabet güçlerini belirleyen başlıca etmen olup çıkmıştır.Türkiye' de yaşayan birçok kişi, yukarıda söylenenlerin gelişmiş batılı toplumlar için gerçek olduğunu, bizimse henüz onları geriden izleyebildiğimizi söyleyecektir. Gelgelelim, gelişmiş ...

BURJUVA AYDINLANMACILIĞININ TÜKENİŞİ VE SOSYALİST AYDINLANMACILIK

Osmanlıca, neden anlaşılmaz bir dildi?Çünkü halkın bu dili anlaması istenmiyordu. “Saray dili” nin, daha doğrusu devlet dilinin halk dilinden ayrıştırılması, son derece bilinçli bir tercihtir. Bilgisiz halk, kolay yönetilir.Okuryazarlık oranının çok düşük olduğu bir ülkede, eğitim verilen küçük bir azınlığa gündelik konuşma dilinden farklı bir dil öğretilip bu dille yazmaları sağlandığında, hem halk “yukarıda” nelerin olup bittiğini izleyemez, hem de ayrıcalıklı bir katmana dönüşen “okumuş” insanlar halktan kopar.Roma İmparatorluğu ile onu izleyen Ortaçağ Avrupası’ nda da benzer bir durum söz ...

KELİMELEŞMİŞ ŞEYLER, ŞEYLEŞMİŞ KELİMELER

Marx’ın bilimsel yönteme katkısı oldukça tartışmalı konuların başında gelir. Her şeyden önce Marx’ın bilimsel bir yöntem geliştirdiği saptamasına karşı çıkan birçok insan vardır. Ütopik sosyalizmden bilimsel sosyalizme geçiş olarak adlandırılan teorik sıçramanın bilimselliği veya bir başka deyişle sosyalizmin önündeki “bilimsel” nitelemesi özellikle burjuva ideolog ve bilim adamları tarafından keyfi bulunur.Aslında bu keyfi nitelemesi “bilim” ve dolayısıyla “bilimsel” sözcüğünden ne anlaşıldığı ile yakından ilgilidir. Burjuvazinin bilim anlayışı ile marksizmin yöntemi arasındaki keskin ayrımlar, burjuvazinin marksizmi bilimsel bir akım olarak kabul etmesini ...

KÜRESELLEŞME İDEOLOJİSİNİN GERİ ÇEKİLİŞİ

Sadece mekansal ifadelerle yapılan bir devlet tanımı yeterli olabilir mi? Bu soruya kolayca hayır diye yanıt verebiliriz. Bu yanıtı kolayca verebilmemizi sağlayan unsur, sorunun başlangıcındaki "sadece" kelimesidir. Devlet, şüphesiz mekansal ifadeleri de içeren bir tanıma sahiptir. Ancak tek başına bu ifadelerin bir fonksiyonu olarak yapılan bir devlet tanımının yetersiz kalacağı açıktır.Bu yazıda kapitalist devletin tam ve doğru bir tanımını yapmak iddiasında değiliz. Kaldı ki sosyal bilimlerde bu tür tanımlar peşinde koşmanın çok da hayırlı sonuçlar doğurduğu söylenemez. Yazıya yukarıdaki soruyla ...

AYDINLARLA UĞRAŞMAK

Tanım yerineÖnce, aydınının değişik anlatımları üzerinde durmakta, onları hatırlamakta yarar var. Tanım yerine, anlatım sözcüğünü bilerek seçiyorum; çünkü bu yazının, “aydın” kavramı üzerine konuşulup yazılmış pek çok şeyin içinden iyi bir tanımın gerektirdiği en uygun seçimi yaparak “efradını cami ağyarını mani”, ne eksik ne fazla, içeri alınması gerekenleri kapsayıp yabancı olanları dışarıda bırakma noktasına ulaşmak gibi bir amacı yok. Bununla birlikte, muradını olabildiğince eksiksiz anlatabilmek bakımından, aydından ne anladığını başlangıçta ve olabilen açıklıkta ortaya koyma ihtiyacı bulunuyor. Öyleyse, bu anlatımların ...

Sayfa 3 of 11 1 2 3 4 11

Hoşgeldiniz!

Aşağıdaki hesabınıza giriş yapın

Kayıt Ol!

Kayıt olmak için aşağıdaki bilgileri eksiksiz doldurun.

*Kullanıcı Sözleşmesi'ni ve Gizlilik Politikası'nı okuduğumu, anladığımı ve kabul ettiğimi beyan ederim. Kullanıcı Sözleşmesi ve Gizlilik Politikası.

Şifrenizi geri alın

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi veya okuyucu adınızı giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Oluştur